23 Eylül 2020 Çarşamba

                        RöportajEMRE GÖKGÖZ    

                             (Vera Müzik)

                               




1- Merhaba Emre, nasılsın? Pandemi dönemi içerisinde organizasyon firmalarıyla röportajlar yapmak istiyoruz, konuk olduğun için teşekkürler.

İyiyim, bu röportajı daha önce yapacaktık ama bu günlere kısmetmiş. Sorularını merakla bekliyorum, buyur.

 

2- Vera Müzik’ten 2019’u anlatan bir paylaşımınız olmuştu. O gönderide güzel rakamlar ve başarılar göze çarpıyor. 50 bin biletli seyirci, en büyük prodüksiyonlu konser gibi. Geçen yılı ana hatlarıyla anlatabilir misin?

2019’u Vera Müzik’in yükseldiği yıl olarak hatırlayacağım. 2017 ve 2018’de bu kadar konser yapılmamıştı. 2018’de Orphaned Land ve At the Gates konserlerinde seyircinin olumlu sinyaller vermesi, istenilen gruplarla uygun şartlarda anlaşılması konser sayısını arttırdı. Beklentimizi aşan sürpriz konserler yaşadık. Bazen organizasyon içinde “keşke şu konseri yapmasaydık” veya “başka grubu tercih edebilirdik” gibi düşünceler olabilir. Hem sevdiğimiz grupları getirmemiz hem de etkinlik alanının dolu olmasıyla motive olarak seneyi kapadık.

 

3- Peki onlarca konserin altında nasıl kalkıyorsunuz? Bu işlerin arkasında kaç kişilik bir ekip var?

Çekirdek ekip olarak Onur Şişman, Ece Yörük ve ben varım. Gruplarla yazışmalar, mekanların ayarlanması, afişler, biletler, iletişim gibi iş bölümlerini aramızda paylaşıyoruz. Konser zamanları sayısı çoğalan bir ekip yapımız var. Sahne kurulumu, saha koordinasyonu, grubun transferi, kulis ihtiyaçları gibi şeylerle ilgilenen arkadaşlarımız var. Konserin çapı da ekibi büyüten bir etken. Zorlu’da konser yapmak başka, IF’te konser yapmak başka. Temas ettiğimiz kişi sayısı etkinlik zamanları fazla oluyor.

Alanında iyi olan kişilerle çalışmak bu süreçleri daha kolay yaşamamızı sağlıyor. Mesela sahne sorumluluğunun Alper Öcal’da olması bana güven verir. Bilirim ki o sahne zamanında hazırlanacak. Bir problem yaşanırsa da zamanında müdahale edip hızlıca çözüm üretiriz. Kişilerin birbirinin yerini doldurabiliyor oluşu da bir avantaj.

Tüm bunları konser başına ayarlamak zor gelebilir fakat Vera Müzik’te yıllardır aksamayan bir sistem olduğu için ekipte kimlerin olacağı bellidir. Herkes kendinden ne istendiğini, nerede olması gerektiğini ve iş yükümlülüklerini bilir. Bu da bize zamandan büyük tasarruf sağlar.

 



4- Korona Vera Müzik’i nasıl etkiledi? Sektöre yönelik neler söylemek istersin?

Katatonia ve Laneth Bir Gece ile 2020’ye iyi başlamıştık. Korona olmasaydı 2019’u da aşan bir konser sayısına ulaşabilirdik. Yılın ilk çeyreğinde açıklamak istediğimiz konserler vardı. Hepsini ileri tarihlere erteledik. Bugüne kadar mekan kapasiteleri düşük tutularak ve oturma düzeni sağlanarak konser yapanları gördük. Online konser düzenleyerek çözüm arayanlar da oldu. Ancak biz sadece yabancı grup konseri yapıyoruz. Oturma düzeninde bir etkinlik düşünmedik. Grup bir şekilde gelse bile satılan bilet sayısına baktığımızda oturma düzeni sağlayamıyoruz. Büyük çoğunluğun metal konserine oturma düzeninde katılmayacağını düşünüyorum. Bu nedenle kendimizi tamamen 2021’e odaklamış durumdayız. Ertelenen konserlere yenilerini ekleyerek 2021’i şekillendiriyoruz. En son Faun’u sizlerle paylaştık. Çok geç olmadan diğerlerini de açıklarız.

Bunlar olurken diğer taraftan sosyal medyada kendimizi göstermeye devam ettik. Aylarca konser olmayacağını düşünürsek benim alanımda büyük bir kriz vardı. Öncelikle 2019’da konserlerin güzel geçmesinin nedenlerinden biri, Vera Müzik’in diğer organizasyonlardan daha öne çıkması, her platformda takipçi sayılarımızın artması iyi bir iletişim modeli benimsememizden kaynaklanıyor. İnsanlarla konuşmayı seven, yanlış düşünce varsa doğrusunu anlatan, merak edilenleri cevaplayan bir organizasyonuz. Metal ve rock müziği sahiplenen bir ekibin bu dönemde sessiz kalmasını istemedim. Aslında hiç kimse neden Vera’da paylaşım yok, neden sağlık iletişimi yapmadınız, son gönderi 2 ay önce atılmış takipten çıkıyorum demez. Ben kendimi insanlara karşı sorumlu hissettiğim için ve 2019’daki iletişimin devamını sağlamak adına sosyal medyada çekimser durmadık. Mesela, ilk sağlık iletişimi yapan organizasyon şirketlerinden biriyiz. Sosyal mesafenin üzerinde durduk ve evde kalma çağrılarına dahil olduk. Paylaşmadığımız konser fotoğrafları ve arşivde duran materyaller vardı. Bunları da haftada 1-2 kez verdik. Playlist ve kolajlarla da çeşitlilik kattık.

Konserleri destekleyen sayfalarımızdan %100 Metal’de ise daha büyük değişimler oldu. Konsere yönelik içeriklerin yanı sıra artık günceli takip eden bir platforma dönüştü. İçerik hazırlamak, takipçilerle etkileşime girmek, özel istekler almak %100 Metal’i çok keyifli hale getirdi. PostMonde’yi de hesaba katarsak 3 platform pandemide susmadı ve metal/rock müziği sahiplenmeye devam etti, büyümesini sürdürdü.

Gün sonunda içim rahat bir şekilde kafamı yastığa koyabiliyorum. Vera Müzik bu zorlu süreç bittiğinde kendine artılar katmış, güçlenmiş, uzun vaadeli planlarını yapmış bir organizasyon olacak.

 

5- Bazı organizatörler karamsar bir hava veriyor. Sen geleceğe olumlu bakıyorsun. Türkiye’ye büyük grup gelmeyecek, gelmesi çok zor diyenler var. Ben de açıkçası merak ediyorum. Büyük konserler geçmişte mi kalacak?

Olumlu bakmazsam şu anki sosyal medya iletişimini sağlayamazdık ve belki de panik havasında olabilirdik. O psikolojiye girmek, mücadele etmek çok zor. Şu an planlı programlı hareket ettiğimiz için kafamız rahat. Ayrıca Onur ve Ece üniversite yıllarından beri bu işi yapıyor. Her dönem farklı farklı zorluklarla karşılaştılar. Konserler iptal oldu, gruplar gelmedi veya gelemedi, seyirci katılımı düşüktü vs. ancak zamanla toparlanıp yola ettiler. Şimdi bir pandemi var ve yine işlerin açıldığı zamanlar gelecek.

Vera Müzik’in yabancı grupların ilk Türkiye konserini yapma, Türkiye’de rock/metal konserlerini devam ettirme, yeni kişilere ulaştırma vizyonu ve etkinlikleri başarıyla gerçekleştirme misyonu var. Başarıyla gerçekleştirmeden kastım sadece kapalı gişe konser veya kalabalık bir kitle değil. Afiş tasarımı, dijital pazarlama, müşteri ilişkileri, partner seçimi, fotoğraf/video çekimleri, kulis düzeni, etkinlik alanındaki yiyecek/içecek standları gibi şeyler de başarının bir parçası. Bunları hiçbir zaman unutmuyoruz. Vera Müzik hedef küçültmeden büyük grupların konserini yapmaya devam edecek. Farklı tarzlarda gruplar Vera Müzik organizasyonuyla sahnelere çıkacak. 2019’u güzel hatırlayıp 2020’de karamsar bir hava takınmak ve tamamen tatil moduna geçmek kolaya kaçmak olurdu.

 

6- 2021’de hangi grupları getirmeyi hedefliyorsunuz?

Şimdi grup adı vermek riskli çünkü grupların turne rotaları değişebiliyor, tarihlerde anlaşılsa bile daha sonra geri adım atanlar olabiliyor. Önümüzde uzun bir zaman var. En iyi olasılıkları hesaplayarak bir plan oluşturuyoruz. Bu sene koronadan dolayı yapamadığımız Haggard, Soen, Green Carnation, Mgla ve Tiamat konserlerini de 2021’de gerçekleştireceğiz.



7- Grupları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, dikkat ettiğiniz kriterler hangileri?

Herkes gibi dijital platformlardaki dinlenme rakamlarına bakıyoruz. Hammer Müzik’in albüm ve merch satışları, orada geçen muhabbetler de bizim için önemli. Ama bizi farklılaştıran ve nokta atışı yapmamızı sağlayan faktör tecrübe. Onur ve Ece’nin öngörüsüyle, yılların getirdiği tecrübeyle iyi seçimlerimiz oluyor. Başta da dediğim gibi, geçen yıl “keşke” demedik. Bizi ileri taşıyacağını düşündüğümüz ve Türkiye’de karşılığı olan grupları belirliyoruz.

Vera Müzik’i takip edenlerin mail ya da özel mesajlarla istedikleri grupları iletmesi bize yol gösteriyor. Seyircinin eğilimini görüp rota değiştirebiliyoruz. Watain konseri seyircinin isteği doğrultusunda yapılmıştı. Sonuç olarak bunun gibi birçok karar mekanizması var.

Örneğin Green Carnation’ı açıkladığımız zaman Spotify’da İstanbul konumu beşinci sıradaydı. Şu an birinciliğe yükselmiş durumda. Konser açıklandıktan sonra grubu bilmeyenler kulak vermiş ve beğenmiş. YouTube videolarına yorumlar yazılıyor, albüm incelemeleri yapılıyor. Biz organizasyon şirketi olsak da sadece konser paylaşımları yapmıyoruz. Getireceğimiz grupların iletişimini de üstleniyoruz. Grubun yeni albümünü paylaştık, röportaj duyurularını yaptık. Green Carnation Türkiye’de bir potansiyele sahip. 2021’de konseri yaptıktan sonra ilişkilerimizi sürdüreceğimiz gruplar arasında. Vera Müzik’ten bu ilgiyi gören gruplar da İstanbul’u aklının bir köşesinde tutuyor. Sepultura, Anathema, Haggard, Katatonia gibi gruplar gelmek istediğinde mutlaka uygun tarih ayarlarız.

 

8- Konser mekanlarının yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler var. Belli mekanlara gitmeyenler görüyorum. Mekan tercihleriniz hakkında neler söylemek istersin?

Az önce hangi grupların geleceğini söylemedim ama konser mekanlarını söyleyebilirim. İstanbul’da KüçükÇiftlik Park, Zorlu PSM, IF Beşiktaş; Ankara’da Jolly Joker, İzmir’de Sold Out Performance Hall’da olacağız. Bu mekanların hepsi grupların ihtiyacını karşılıyor. Mekanların bilgisi gruplara gönderilir ve incelenmesi istenir. Ekstra ihtiyaç duyulan ekipman varsa bunları temin ederiz.

Her mekanı eleştiren var. Bizim görevimiz konser için grubun ihtiyaç duyduğu alanı, sahneyi ve ekipmanları sağlamak. Gruplar kendi sesçileriyle gelir ve hazırlıklıklarını yapar. Amorphis turnesinde hiçbir mekan hakkında olumsuz mesaj almadık. Ancak Overkill’de beklediği sesi duyamayanlar mesaj attı. İki turnenin İzmir ve Ankara konserleri aynı mekandaydı. Burada grubun soundcheck’i ve tonmaister farkı ortaya çıkıyor. Bu problemler sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Bu nedenlerle seste meydana gelen bir problem (basın çok açık olması, solo gitarın duyulmaması vs.) organizasyon şirketlerine yıkılmamalı. Gruplar mekanları biliyor ve kendi ekipleriyle sahne hazırlığı yapıyor.






9- Kur artışı 2021’de getirilecek gruplarla alakalı problem yaratıyor mu?

Ödemeler Euro ve Dolar üzerinden yapıldığı için kur artışı bizi doğrudan etkiliyor. Burada Vera’ya özgü bazı özel faktörler var. Yıllardır çeşitli booking ajansları ve menajerle iletişim aksamadan devam ettiği için Türkiye şartlarını biliyorlar. İstanbul konum açısından birçok grubun önemsediği şehirlerden. Konser olması için iki tarafı memnun edecek şekilde uygun şartları sağlıyoruz, sağlayacağız. Tabii bu süreç olumlu sonuçlansa da ilerleyen dönemde bilet fiyatlarına yansıtmamız gereken tutarlar olabilir.

 

10- Yeni konserlerin bilet fiyatlarında artış olması seyirci kaybına yol açar mı? Fiyatlarla alakalı hep itiraz eden bir kesim var.

2019’da belirlediğimiz fiyatlar Biletix hizmet bedeli dahil 70 – 130 TL arasındaydı. Sadece Manowar’da özel bir fiyatlandırma yapmak durumunda kaldık. Vera konserlerine gelenler bu fiyat aralığına alıştı. Bilet fiyatını söylemeksek de insanlar tahminlerini tutturuyordu.

Yeni dönemin bilet aralığını henüz konuşmadık. Vera Müzik’teki herkes metal topluluğun bir parçası. Bir zamanlar seyirci konumundaydı ve öğrenci hayatı yaşadı. Hem organizasyonu kurtaracak, hem de seyircinin cebini zorlamayacak bir aralık bulacağız. Konsere giden kesimin bu artışı anlayacağını düşünüyorum ve seyirci kaybından endişe etmiyorum. Her konserimize gelen, Vera Müzik’in arkasında duran azımsanamayacak bir kitle var. Bu insanlar Instagram’dan bir arkadaşına mesaj atarmış gibi bize yazıyor. Biz de öyle yanıtlıyoruz. Aramızdaki bu bağ fiyatlardan dolayı zarar görmez. Bir şeylere itiraz eden kesim hep var. Merak ettikleri konularda bize ulaşabilirler.

Ayrıca sosyal medyadan bilet veren tek metal konseri organizatörüyüz. PostMonde ve %100 Metal sayfalarımızdan sınırlı sayıda indirimli bilet veriyoruz. Bazen davetiye çekilişlerimiz de oluyor. Bu avantajları değerlendiren takipçilerimiz oldukça fazla. Dolayısıyla organizasyon sayfalarındaki duyuruların takip edilmesini tavsiye ediyorum. %100 Metal’in Telegram kanalına abone olursanız bu indirimleri ve özel duyuruları anında bildirim olarak alabilirsiniz.




11- Vera Müzik festivallere dönecek mi? Son röportajlarınızda tekli konserlerle devam edeceğinizi söylemiştiniz ancak çarpıcı bir dönüş için festival kadrosu hazırlar mısınız?

Yaptığımız konserlerde rock/metal ağır bassa da Vera Müzik’in temas ettiği farklı sound’lar da var. Geçtiğimiz yıllarda Park Fest, %100 Urban Music, Harvest Fest gibi işlerde bulunduk. Bu tarz festivaller yapabiliriz. Headbangers Weekend’in 2015 kadrosu dolu doluydu. O kadronun altında kalmayacak isimleri güçlü bir headliner ile taçlandırmamız gerekir. Doğru zamanda doğru isimlerle kendi festivalimize devam edeceğimizi düşünüyorum.

Biz metal festivali yapmasak da bu müziği olan desteğimizi göstermek adına ortak işlere giriyoruz. 2019’da Freebird Agency’ye Rock Off’ta destek olmuştuk. 2020’de de belki destekleyen şirketlerden biri oluruz.

 

12- Kişisel olarak ilgilendiğin, konserini yapmak istediğin kimler var?

Postmodern Jukebox projesiyle tanınan Haley Reinhart’ı ilk sıraya yazarım. Zorlu’da sahne alacaktı ama koronadan dolayı iptal edildi ve yeni tarih belirlenmedi. Haley günümüzün en özel kadın vokallerinden. İlk konserini yapmak benim için çok anlamlı olur.

Ghost’u 2014’te izlemiş olan şanslı kişilerden biriyim. Grup yıldan yıla sahne imajının üstüne koyarak devam etti. Ghost’u full set olarak etkileyici sahnesiyle görmek olurdu. Müzikal olarak çok sert tarzları olmadığı için sadece metal dinleyenleri değil, farklı kesimlerin de dikkatini çekecektir.

Candlemass ve Sorcerer çok beğendiğim doom metal gruplarından. Yngiwe Malmsteen’i yakından takip ederim. Umarım bir gün bu konserler de yapılır.

 



13- Son olarak eklemek istediğin şeyler var mı?

Türkiye’deki metal dinleyicisi bazen istenmeyen olaylar karşısında öfkeyle hareket edip agresif davranabiliyor. Bu hareketler sonucunda haksız eleştiriler ve yanlış bilgiler ortaya çıkabiliyor. Biz bunları görünce, duyunca üzülüyoruz. Bazı diyaloglara zamanında müdahale edip yanlışı doğruya çeviriyoruz. Her konu hakkında sosyal medya sayfalarımıza mesaj atabilir ve bilgiyi direkt bizden alabilirsiniz.

Biletlerle ilgili soruna şu eklemeyi yapabilirim. Örneğin 100 TL kimileri için pahalı bir fiyat olabilir. Bizim belirlediğimiz 100 TL sadece konsere giriş ücreti olarak görülmemeli. O 100 TL’nin içinde bir sorun yaşandığında getirdiğimiz hızlı çözümler, sorularınıza hızlı yanıt almanızı sağlayabilecek bir sosyal medya çalışması, konserleri ve grupları sahiplenen bir iletişim modeli var. Biz bazıları gibi bir konseri açıklayıp kendi haline bırakmıyoruz. Bunu bir örneklemeyle anlatayım: Telefon piyasasına baktığımızda Apple fiyatlandırma olarak rakiplerinin üstünde yer alsa da satış rakamlarından memnun. İnsanlar Apple’ı sadece iyi telefon yaptığı için tercih etmiyor. Güven duygusu aşıladığı için, müşterilerini iyi ağırladığı ve çözümler ürettiği için tercih ediyor. Belirlemiş olduğumuz kalite seviyesinin koruyarak varlığımızı sürdüreceğiz.

Etkinlik zamanları dışında da sosyal medya sayfalarımıza mesaj bırakın. Konuşmayı seven ve birlikte hareket etmeyi seven bir şirketiz. En yakın zamanda etkinlik alanlarında görüşmek üzere.

8 Ağustos 2020 Cumartesi

Röportaj: DUALITY PRODUCTIONS

 

                      Röportaj: DUALITY PRODUCTIONS


1- İlk olarak Duality Productions kadrosunu tanıyabilir miyiz?

TÖ &UB: Öncelikle Surge Ailesi'ne Selamlar! Taner ÖZTONBUL ve Umur BAYER olarak üniversite zamanlarından süregelen bir dostluğun temeliyle kurduğumuz bir yapı Duality Productions. O dönem metal müzikle ilgili yaptığımız sohbetler zamanla yaptığımız stüdyo çalışmaları ve sonrasında konser atmosferlerini birlikte paylaşmaya doğru evrilmişti. Mezuniyet sonrasında iş bulma ve yüksek lisans süreçleri nedeniyle biraz ayrı düşmüş olsak da zamanla bizi yine konserler bir şekilde yine buluşturdu ve 2020 yılbaşı öncesinde yaptığımız koyu bir sohbetimiz esnasında bu yapıyı kurduk. Tabi bu noktada çalışma hayatımızın başlamasından sonra geçen 10 yılda farklı sektörlerde çalışmış olmamız bizi, birlikte “İş” yapabiliriz noktasına getirmiş olmasının da önemli bir detay olduğunu da belirtmek gerek.Şu an için ekibimizde bir Sosyal Medya Sorumlusu , bir Sahne Amiri ve bir de Destek Hizmetleri Sorumlusu olarak 3 arkadaşımız daha mevcut.

Biletler: https://www.biletix.com/etkinlik/0DP01/ISTANBUL/tr (Sınırlı sayıda avantajlı dönem bileti 31 Ağustos 2020 tarihine kadar)

2- Duality Productions yeni bir oluşum olmasına karşın açıkladığı konserler ile piyasaya hızlı bir giriş yaptı, sizin bu kurumu oluşturma amacınız neydi?

TÖ: Ülkemiz "Heavy Metal" dinleyicileri tarafından dinlenen, merak edilen ya da keşfedilmeyi bekleyen grupların Türkiye’de performans gösterebilmelerini istedik. Aynı şekilde ülkemizde de keşfedilmeyi bekleyen ve belirli bir noktada olan çok yetenekli müzisyenlerimiz var. Onları da yurtdışındaki dinleyicilerle buluşturmak istiyoruz.

 UB: Açıkçası bu yapıyı oluşturmaktaki maksadımız ülkemiz seyircisini "Yükselen ,Trend Olan" tarzlara sahip ve gerçekten müzik tarihine adını sağlam bir şekilde kazımış "Kült" gruplarla buluşturmak. Sonuçta bugün turlayan gruplara baktığımızda bir çoğunun ülkemizde performans gerçekleştiremediği de ortada. Biz de bu noktada ülkemize bu grupları da getirerek , Türk dinleyicisiyle buluşturmak istedik. Bunun yanı sıra ülkemiz grupları için de düşündüğümüz bir takım özel çalışmalar da olacak.

3- Bilmeyen arkadaşlarımız için kısa sürede neler başardığınızdan bahsedebilir misiniz?

TÖ: Açıkladığımız üç konserde de bu grupların ülkemize gelmesine çok sevinen aynı zamanda da çok şaşıran bir kitleyle karşılaştık. Bu istediğimiz bir şeydi aslına bakarsanız. Konser öncesi ve sonrasıyla davet ettiğimiz gruplara ve misafirlerimize güzel birer konser deneyimi yaşatmak istiyoruz.

 UB: Yapıyı kurduğumuz an itibarıyla , hızlı bir şekilde kadromuzu oluşturup , ilk etapta hedeflediğimiz gruplarla hızlı bir şekilde anlaşma sağlayıp bunları duyurabilmek , agency şirketleriyle profesyonel temelde samimi ve güzel bir iletişim yapısı kurabilmiş olmak , vizyon ve misyonumuzu tüm paydaşlarımıza en doğru şekilde aktarabilmiş olmayı söyleyebiliriz.

Umur BAYER

4- Yapacaklarınız ve gelecek planlarınız neler kafanızda bir yol haritası var mı?

TÖ: 2021’in ilk yarısı için bir, ikinci yarısı için de birkaç konser daha açıklamayı hedefliyoruz." Heavy Metal" dışındaki farklı müzik tarzlarında da konser yapmak istiyoruz. 2022 itibarı ile bu konuda çalışmalarımız olacak.

 UB: Şu anda görüşmelerini sürdürdüğümüz ve hatta bazıları ile prensip olarak anlaşıp , şartlarda anlaşma zemini yaratmaya çalıştığımız gruplar mevcut ve bunların büyük bir çoğunluğu ülkemiz dinleyicileri tarafından talep olarak çeşitli mecralarda dile getirdiği gruplar. Ayrıca konsept bir konser organizasyonu hazırlığımız söz konusu. Bunu 2021'in 2. yarısı için planlamaktayız. Şu an için "Metal" janrı noktasında çalışmalarımız söz konusu olsa da daha farklı tarzlarda da yapmak istediğimiz konserler var.

5- Şu ana kadar açıklanan Wolfheart, Impaled Nazarene ve Harakiri For The Sky gibi grupları seçerken neye göre karar verdiniz?

TÖ: Grubun aktif, üretken, istekli olması en önemli seçim kriterimiz aslında." Wolfheart "ve "Harakiri for the Sky", dünyanın herhangi bir yerinde çalmak için inanılmaz istekli ekipler ve özellikle Avrupa’da çok formdalar. Her iki grup da Avrupa’da ilk headline turnelerini açıkladı. İyi müzik yapan ve çalmaya çok istekli bir grubu ülkemize davet etmenin verdiği mutluluğu tarif etmek imkansız. Bir de" Impaled Nazarene" ve gerçekten kült olmuş bir yapı var. Işık ya da koreografi olarak değil ancak atmosferiyle inanılmaz bir konser deneyimi olacak. Bu şov’u daha da özel kılmak için bazı planlarımız var, onları da açıklayacağız.


UB: Kendi beğenimiz tabi ki de yadsınamaz bir gerçek ama bu konuyu şu şekilde ele almak gerektiğini düşünüyoruz ; bahsi geçen gruplar gerçekten ülkemiz dinleyicisinin keyifle dinlediği ve hatta fanı olduğu gruplar. Trend (Harakiri for the Sky , Wolfheart) ve Kült yapılar (Impaled Nazarene) üzerinde kurduğumuz vizyon ve misyon gereğince grupları seçmeye çalışıyoruz. Özellikle "Trend" kapsamında olan gruplar gerçekten yıllardır ülkemiz dinleyicisi tarafından dile getirilen fakat bir şekilde görmezden gelinen gruplar. Bu noktada biz daha aktif olarak bu grupların ülkemizde canlı performans sergileyip , bu gruplar gibi başka grupların da ülkemize gelmesini sağlamak amacındayız.



6- Görüştüğünüz ve Türkiye’ye gelmekten çekinen ya da istemeyen gruplar oldu mu?

TÖ: Şimdiye kadar olmadı, tam tersine gruplar Türkiye’de çalacak olmanın inanılmaz heyecan vereceğini iletiyorlar. Mutlaka ülkemize ya da ülkemizdeki dinleyicilere daha tepeden bakan grup ve grup menajerleri olacaktır. Bizim hedefimiz bunları aşabilmek, yenebilmek olacak. Aksi takdirde sürekli aynı grupları ülkemize davet etmiş oluruz bu da pek istediğimiz bir şey değil.

 UB: Şu an için böyle bir durumla karşılaşmadık. Açıkladığımız gruplar ülkemizde çalmak için çok istekliler.Pandemi sürecinin grupların turne/konser konularına bakış açılarını da değiştirdiğini görmekteyiz.  Bu durumu ekonomik açıdan düşünürsek grupların daha çok konser yapmak isteyeceğini göz önünde bulundurursak , belki de bugüne kadar ülkemizi henüz ziyaret etmemiş grupların buraya gelmeleri noktasında destekleyici bir neden olabilir.

7-  Mekan tercihleri dinleyicinin kafasında hep soru işareti bırakır, sizin kafanızda böyle bir sınırlama var mı?

TÖ: Ne yazık ki çok fazla alternatifimiz bulunmuyor. Mekan seçimi yaparken grubun kitlesini düşünerek ve aynı zamanda grubun ve misafirlerimizin iyi hissetmelerini sağlayacak kararlar almaya çalışıyoruz. Herhangi bir konserde yaşamış olduğumuz kötü tecrübe, yalnızca mekanın ses sistemi ya da konumuyla ilgili olmayabilir. Organizasyon şirketlerinin yanlış kararları nedeniyle mekana karşı bir ön yargı geliştirebiliyoruz.

 UB: Genel manada meseleyi ele aldığımızda , zaten hali hazırda özellikle "Metal" ve "Alternatif" tarzların performansını sergileyebileceği mekan sayısı çok az. Ayrıca bu mekanların kapasiteleri de getireceğiniz grubun potansiyel dinleyici sayısı ile korele de olmayabiliyor. Bu noktada seçtiğimiz grupları ağırlayacağımız mekanlarda teknik altyapının yanı sıra az evvel bahsettiğim etmenleri de göz önünde bulundurarak mekan seçimi yapmaya çalışıyoruz diyebiliriz.



Taner ÖZTONBUL

8- Açıklanan organizasyonlarda bir sponsor olmaması kafanızı karıştırıyor mu?

TÖ: Konserlerde sponsorlarla çalışmak önemli bir "Win-Win" durumu bunu inkar edemeyiz. Zamanla bu iş ilişkimizin de oluşacağını düşünüyoruz. Bir konseri açıkladığımızda beklentilerimizden bütçemize kadar her türlü detayı kontrol edip sonrasında konfirme ediyoruz. Yani bir konseri açıklamamız o konseri gerçekleştirebileceğimiz anlamına geliyor.

 UB: Sponsor meselesi güncel makro ekonomik koşulları göz önünde bulundurduğumuzda tabi ki de önemli bir yer tutuyor. Fakat biz bu noktada bu işe sponsor desteği olmadan başladık. Ülkemiz müzikseverlerinin bu noktada hiç bir endişesi olmasın ki biz bu noktada onlara en güzel konser atmosferini yaşatıyor olmak adına canla başla çalışıyor olacağız.



9- Sadece yerlilerden oluşan bir rock&metal festivali/konseri gibi bir düşünceniz aklınızda var mı?

TÖ: Kesinlikle var. Ancak öncelikli hedefimiz Türk gruplarımızı davet ettiğimiz yabancı gruplarla aynı konserde buluşturabilmek.

 UB: Ülkemiz gruplarıyla birlikte çalışmaya her zaman varız. Daha önce de belirttiğim gibi onlarla yapmak istediğimiz özel çalışmalar var. Bu noktada şu an için önceliğimiz mümkün mertebe her getirdiğimiz yabancı bir grup ile 1 ya da 2 ülkemiz grubunu birlikte sahne aldırmak. Bu şekilde de onların daha çok dinleyici ile buluşmalarını sağlayabilmek bizler için çok önemli bir detay.

 

10- Ülkemizde konserini organize etme hayalini kurduğunuz isimler var mı?

TÖ: Taylor Swift , Bring Me The Horizon , King Diamond

UB: Billie Eilish , Foo Fighters , Meshuggah

 

11- Son olarak eklemek istediğiniz şeyler neler?

TÖ: Röportaj için çok teşekkür ederiz. Pandemi bize evde kaldığımız sürede farklı grupları keşfetmeyi, yeni albümleri çoğu kez dinlemeyi, albümler ve gruplar hakkında konuşup bunu bir yerlerde paylaşabilmeyi kattı. Umarım edindiğimiz bu refleksi normalleştiğimiz günlerde de koruyabiliriz. Ve tabii siz gelmek istemedikten sonra açıkladığımız konserlerin pek anlamı da olmuyor :) .Bu noktada desteğiniz, konserlerimize katılımınız bizim için önemli. Umarım 2021’de sağlıklı günlerde ve özel konserlerde birlikte olabiliriz. Sevgiler ve sağlıklı günler.

 UB:  Keyifle takip ettiğimiz sayfanızda  kendimizi ifade etme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Büyük bir motivasyonla bu işe girdiğimizin altını özellikle çizmek istiyoruz. Ülkemiz dinleyicisinin isteklerini çok iyi anlıyoruz. Bu istekleri de karşılayabileceğimize olan inancımız da tamdır. Şu an Pandemi süreci nedeniyle daha da dikkatli hareket etmeye çalışıyor olsak da , 2021 ve sonrası için umutlu olduğumuzu ve daha bir çok güzel konser duyurusuna imza atacağımızı da belirtmek isteriz. Ülkemiz dinleyicilerinin öncelikle sağlıklı kalmalarını , bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmelerini ve duyurduğumuz/duyuracağımız eşsiz konser organizasyonlarına katılımlarını bekliyoruz.

Biletler: https://www.biletix.com/etkinlik/ZLD25/ISTANBUL/tr

















22 Temmuz 2020 Çarşamba

Röportaj: HAKAN AKKAYA (DİKEN), Surge Music Türkiye İle Evde Kal





                SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL

                       KONUK: HAKAN AKKAYA (DİKEN)

1- Az çok normalleşmeye başladığımız bu günlerinde neler yapıyorsunuz?

Üretimle geçti diyebilirim aynı zamanda enstrüman eğitmenliği de yapıyorum ancak virüs sebepli her şey bir anda kesili verdi çünkü öğrencilerimin hepsi sokağa çıkma yasaklı ancak biz müzik adamıyız o yüzden üretime ağırlık verdim, günden güne de aklıma projeler gelmeye başladı onlarla ilgilenince de günlerim yoğun geçti diyebilirim. Bas gitar tüyoları videolarım da bu süreçte gelen istekler üzerine gerçekleştirdiğim projelerden.

2- Müzik hayatın dışında nelerle uğraşıyorsunuz? 

15-20 yıl geriye götüreceğim şimdi seni. Aslında çok uzun süreler televizyonda çalıştım muhabirlik ve habercilik yaptım ancak 3-4 sene önce o mesleği bıraktım gazetecilik güzel meslek ama bu ülkede bana göre değilmiş onu anladım ve tam anlamıyla müziğe yöneldim çünkü o meslek çok yoğun.

3- Ankara çıkışlı bir müzisyen olarak dönemin şartlarına göre müziğe ulaşmak ve enstrüman bulabilmek o yıllarda nasıldı?

Felaketti ve enstrüman alabilmek imkansızdı. Zuhal Müzik ve Kıvılcım Müzik vardı biz de onların camlarına yapışan sinekler gibiydik. İlk klasik gitarını babam aldı benim kendi paramla bir gitar almam çok uzun zaman sonra oldu ancak şöyle ki bizim zamanımızda çok güzel paylaşım vardı enstrümanı olanlar hiç düşünmeden al biraz sende dursun takıl derlerdi. Emanet enstrümanla kendinde olması arasında çok fark var işte biz bu yüzden vazgeçmiyoruz çünkü her şeyi tırnaklarımızla kazıya kazıya öğrendik. Beni kimse gitar dersine götürmedi hatta aileden yasaklıydım, inip kömürlükte çalardım bir şeyleri bu şekilde öğrenince insan daha tutkulu oluyor.

4- İdol aldığın isimler kimlerdi?

Enstrümana ilk davulla başladım çoğu kişi sevmez ama ben Lars'ı çok severim şovmen bir adam ve her notanın tuşesini oturup yazması beni çok mest ediyordu. Nico McBrain'i de çok severim, öğrencilerim Iron Maiden çalmak istediklerinde sürekli uyarırım çünkü Maiden şişede durduğu gibi değildir çalmaya çalıştığında elin ayağına dolaşır ne oluyor diye şaşırırsın. Bas gitarda Steve var kompozitör kimliğini çok seviyorum, David Ellefson geçen sene geldi dr çıplak gözle izleyebildim. Gizli kahraman Geezer Butler var 80 sonrası Black Sabbath'tan bası çıkarın sadece Iommi'nin soloları kalır yani bassız bütün dinamik çöker.


5-Her iki enstrümana da hakim olduğunuz için davulla bas genelde ortak iki enstrüman olarak anılır buna katılıyor musun? 

Kesinlikle katılıyorum, bası davulun kickine direk yapıştırmıyorun ama doğru. Sadece bas değil bütün grubun eli ayağı davuldur köşeleri düzgün veriyorsa riffler akar gider özellikle sahnede kalecidir.

6- Daha öncesinde Astrahan isminde bir grubun vardı ancak sürekli birliktelik olmadığından bahsettin, Astrahan şu an devam etse günümüz metal gruplarında nasıl bir yere koyarsın?

Astrahan'ın iki demo bir tane de Ep'si vardı şu anki projelerimden birisi bunu ilk defa söylüyorum o kayıtların arasından seçtiğim 8 şarkıyı baştan aşağı kaydediyorum çünkü o zamanlarda çok kötü kaydedilmişti ve hiç iyi durumda değildi onları kayıt edip albüm olarak bastıracağım. Bugünkü imkanlar o gün olsaydı camiada net bir yere otururdu. Eğer yetiştirebilirsem Kasım sonu remake kayıtları sunacağım. Sololar dışında enstrümanları ben çalıyorum zaten, 1-2 parçanın vokalini Taylan'a yaptırmayı düşünüyorum. DİKEN'in Yenilmeyenler albümünde Astrahan coverı olarak Bıkkın, Kızgın, Küskün;ü koymuştuk Taylan rahmetli Osman Metin'den çok daha iyi performans vermişti kesinlikle o olacak birkaçını ben söyleyeceğim kolektif bir iş olacak. 

7- Konser yapmak söz konusu olabilir mi? 

Osman Metin'den vefat tarihî 20 Şubat hem Osman Metini anmak hem de şarkıları duyurmak açısından neden 20 Şubat 2021'de bir konser olmasın şartlar uygun olursa. Çok uzak bir ihtimal ama çok isterim.




DİKEN - Ağır Metal Ölmez: https://www.youtube.com/watch?v=vkKgyTdNSUE

8- DİKEN’e geçiş sürecinden bahseder misin? 

Tatilde olduğum sırada müzisyen bir arkadaşımdan mesaj geldi DİKEN yeniden kuruluyor basçı aranıyor ne dersin diye sordu tabii lan dedim 15-20 dakika sonra Taylan’la iletişime geçtik o günün akşamı hemen Ankara’ya gittim diğer günde stüdyodaydık. İlk dakikası itibariyle bu iş tamam dedik. 

9-Yeniden bir araya geldikten sonra hızlı bir şekilde üretim sürecine girdi o süreç nasıldı? 

DİKEN bir beste grubu olduğu için görüşmeye başladığımız andan itibaren önümüzde devasa bir repertuvar vardı Taylan’da aralarından cımbızla çok güzel işler çekti ve önümüze koydu. Eski dinamikler tekrardan çalışmaya başlayınca biz de devam ettik Taylan dolmuş taşmış ben de kendi ürettiklerimi ne zaman değerlendireceğim diye düşünürken böle bir şey ortaya çıktı. Zaten üretmeye meyilli bu kadar insanın olduğu bir yerde üretmeden duramazsınız. Şöyle özetleyeyim ilk bir sene grubun yeniden toplandığını duyurma, konserler ve dinamikleri çalışır vaziyete getirme sonrasında ise beste ve albüm süreci. Kopmalar oldu ama Taylan ve ben ne olursa olsun bu işi yapacağız dedik. 

10- Prodüktör kimliğin de bu süreci hızlandırmış gözüküyor. 

Kesinlikle öyle, ben doktoramı ‘’Yenilmeyenler’’de masterımı da ‘’Hadeyan’’da verdim o gazla Bursa’dan Hanok adında bir grubun albüm prodüktörlüğünü üstlendim yani bu sene bitmeden benden iki iş göreceksiniz.

DİKEN - Hadeyan (Albüm): https://www.youtube.com/watch?v=wrjEBbSFT7E&list=PLfNGEvYKo4dw759nmEekRsQLK5uV2I8sa
DİKEN - Cinnet Çağı: https://www.youtube.com/watch?v=By6hshHZw2o

11- DİKEN son olarak bu sene ‘’Cinnet Çağı’’nı çıkarttı pandemi sonrasında bir albüm daha görecek miyiz?

Biz üç yılda iki albüm yaptık ancak albüm çok yoğun bir iş ve ciddi konsantre olmak gerekiyor o yüzden albümü biraz daha bekleteceğiz ama albüm gibi tekliler yayınlayacağız. Bir de 16 şarkı yapıyorsun 6-7 şarkı kafadan iptal oluyor sadece çok elit kulaklar onları dinliyor hele ki dijital platformda albüm çok hızlı eriyor tek şarkı olunca herkes ona odaklanıyor. Eylül ayında iki şarkı birden çıkaracağız.


12- DİKEN başından sistemi eleştiren bir grup ‘’Cinnet Çağı’’da bu şekildeydi bundan sonraki parçalar da hep bu şekilde mi olacak?

DİKEN ilk şarkısından son şarkısına kadar böyle bir gruptu bu elbette böyle devam edecek biz anlatıcı grubuz. Şunu söyleyebilirim ki sözler daha da sert olacak çünkü tepemiz iyice attı.

13- ‘’999’’un introsunda 90’lı yıllarda polislerin satanist baskını haberlerinin anonsları var İstanbul’da Akmar bu konudan epey etkilendi Ankara’da da bu tarz polis baskınları oluyor muydu? Etkileri nasıldı?

İstanbul’da ne olursa ertesi gün Ankara’da da aynı şey oluyordu bu hep böyledir. Bize de aynı şey oldu tabii ki o dönmede ağır metal dinleyenlerin mekanı Karanfil Yüksel Caddesi’ydi ve sokak çok büyük sıkıntı çekti polis siyah tişörtü olanı alıp götürüyordu. Biz bu durumun biraz daha dışında kaldık çünkü bilmem ne semtinde sabahtan akşama kadar stüdyonun içindeydik Astrahan’a albüm yapıyorduk. Mesela Ankaralı black grupları sıkıntılar yaşadı. Medya eliyle algı yönetiminin ilk yapıldığı zamanlardır onlar. Zaten bu ülkede öyledir protestin, sert konuşanın, muhalif olanın kafasına vururlar 90’lar sonu 2000’lerin başında bizi bunu yapmasalardı heavy metal şu ankinden 10 kat daha fazla değer görecekti çünkü manyak gibi üretim başlamıştı yavaş yavaş para kazanmaya ve ekipman bulabilmeye başlamıştık. Heavy metalin yeteri kadar dinlenmemesi bana çok tuhaf geliyor müziğin nereden çıktığı önemli değil çünkü aynı şeyler burada da var yine söylüyorum zamanında bu olaylar olmasaydı Türkiye’de metal müzik bambaşka bir yerdeydi ve 2000’lerde başlayan laylaylom akımı olmayacaktı çünkü onlar zaten metal gruplarıydı.

14- Dijital müzik platformları oldukça fazlalaştı müzik endüstrisi açısından bunu nasıl değerlendiriyorsun. Amatör ve profesyonel müzisyenlerin kullanımı açısından nasıl bakıyorsun.

Sosyal medya diyeyim ben ona en öneli artısı pek çok insana ulaşılabilir hale geldi. Önceden metal müzik yapanlarında çıkabilecekleri yerler belliydi elde basılı bir şey bulundurabilmekte zordu ama arkadaşlar o kadar azimliydi ki fotokopi kağıdına elleriyle fanzin yazıyorlardı. Dünyaya yayılması açısından çok büyük avantajı oldu bize Teksas’tan mesaj atıp albüm bekleyen adam var bu açıdan çok iyi dezavantajı ise elinde fiziki bir şey olmayınca eksik oluyor be cd ve kasetin manevi bir değeri de oluyordu. Bir şeyin ürettiğin zaman onu eline almak kadar güzel bir şey yok dijital onu götürdü. Dijitalde özel teşekkür diye bir şey yok. Biz yeni albüm alırdık kartoneti açarken çıldırırdık adam oraya her şeyi yazıyordu kokusu bile güzeldi.

15- Cenk Ünnü, Pentagram’ın Anadolu ezgilerine kullanmaya başladığında eleştirenlerin çok olduğundan bahsetmişti Türkçe metal yaptığı için DİKEN’i eleştirenler oldu mu? 

Sürekli aynı şey söyleniyor Türkçe metal olur mu diye ya kardeşim oldu işte bir sürü albüm çıkarttık daha ne Whisky çıkarttı, Pentagram çıkarttı DİKEN çıkarttı olmazsa yapamazdık herhalde değil mi Astrahan’da Türkçe sözlü heavy metal yapan bir gruptu. Müzik evrensel bir dil senin şarkını dinleyen İspanyol adam kardeş bu ne ya İngilizce yapın şunu demiyor dünyada bir tek kendi dilinden milletinden utanan ülkeyiz. Türkçe heavy metal olur mu? Yaptık oldu ve yapacağız da! Devam ediyoruz.

16- Yorumlardan gelen bir soru şimdi ki metal grupları konserlerinde bilet satamıyor sizce sebebi nedir?

O eski dönemdi konserler yeniden başlasın sen o zaman gör insanlar nasıl geliyor mu gelmiyor mu. Gruplar stratejik hatalar yaptılar her hafta konser verdiler bar programı yapın o zaman değil mi ama hayır adına konser dediler böyle olunca da kitle doydu. Metallica gelse ve har hafta konser verse 3-4 hafta sonra kim gider o konsere. Bir de festival yağmuru var aynı gruplar aynı adam aynı sahne böyle olunca insanlar canlı dinleme ruhundan kopuyor.

17- Müzisyenler bizlerden neler bekliyor? 

Biz bize bizim gibi üreten bir sürü grup var ancak kimi kitleler yerli gruplarına burun büküyor zamanla kurulanlar ve dağılanlar oldu ancak şu an bu işi hakkıyla yapan gruplar kaldı ve yeni gelenler çok donanımlı ve büyük destek gerekiyor çünkü her şeyi cebimizden karşılıyoruz. Biz artık sahne canlı kalsın ve eser bırakalım diye üretiyoruz o yüzden istediğim şey yerli gruplara destek olunması çünkü biz o destekler sayesinde üretiyor ve mutlu oluyoruz.


DİKEN - Hasta Ruh: https://www.youtube.com/watch?v=1K6hKxyiqXY

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Röportaj: CASTON FACTORY


1. Caston Factory nedir? Kısaca açıklar mısınız?

Caston Factory, müzik dünyasından birçok menajer, prodüktör, yapımcı, sanatçı ve reklam şirketinin otorite olarak yer aldığı Türkiye’nin en kapsamlı üretim havuzudur. Söz, müzik, altyapı üretenler üretimlerini fabrikamıza yüklüyor, yeni üretim arayışında olan otoriter isimler ise bu havuza istedikleri zaman göz gezdirebiliyor, üretimleri değerlendirmek, almak veya üretici ile tanışmak isterse direkt olarak üretici ile iletişime geçiyor.

2. Caston Factory bizlere, bu bünyeye dahil olan birisine ne katar?

Caston Factory’nin müzikle ilgili herkese bir katkısı olabilir. Birincisi üretimini havuza koyan kişi, birçok otoriter isim tarafından fark edilebilir. İkincisi insanları üretime ve yaratıcılığa teşvik eden bir yapıdır. Daha fazla üretim ile şansını denemek isteyen kişiler, farklı tatlarda yepyeni üretimler oluşturacaktır. Bu sistemin üreticiye en önemli katkısı ise, havuzdaki üretiminin seçilmesi durumunda hayallerine kavuşabilecek kapının aralanacak olmasıdır.

3. Caston Factory ile birlikte çalışan ünlü isimler mevcut mu?

Evet. Üretim havuzumuza birçok değerli isim bakmaktadır. Bu isimler @castonfactory Instagram sayfasında yayınlanmaktadır. Burada tek tek hepsini söylemeyeyim, sayfamızı ziyaret eden herkes otoritelerimizi görebilir. Sayısı her geçen gün artan bu ünlü otoritelerimiz sayesinde Caston Factory ismi daha da hızlı yayılmakta.

4. Üretimimizin üçüncü kişilerce çalınma olasılığı yok mu bunu nasıl güvence altına alıyorsunuz?

Birincisi üretimlerini havuzumuza yüklemek isteyen herkesi tastik konusunda bilgilendiriyor ve uyarıyoruz. Kendisine ait olan eserleri internetteki tastik sitelerinden veya noterden tastik etmelerinin önemini vurguluyoruz. İkincisi, sistemimiz dışarıya kapalı bir sistem olduğundan ve sadece otoriter isimler bakabildiğinden olasılığı çok düşürüyoruz. Üçüncüsü ise havuzumuza üretimin yüklenme zamanı ve yükleyen isim kaydedildiğinden, çalınma durumunun söz konusu olması çok düşük ihtimallere kalıyor.

5. Havuz mevzusunu biraz açar mısınız doğru iş için doğru müziği o havuzdan mı çekiyorsunuz süreç nasıl işliyor?

Sürecin işleyişi çok basit. Siz havuza üretiminizi yüklüyorsunuz. Kategorilere ayrılmış ve ayrıntılı aramalar yapılabilen sistemimize giren otoriteler bu havuzdan keşif yapıyorlar. Mesela “aşk” temalı alternatif rock parça arayan bir otorite, seçeneklerden aşk ve alternatif rock’ı seçerek ihtiyacına direkt olarak ulaşabiliyor.


6. Daha önce bu yolda sayenizde başarılı olan kişiler var mı?

Şahsım olarak 15 yıllık menajerlik kariyerimde sıfırdan piyasaya kazandırdığım ve halen görüştüğüm çok fazla isim var tabii. Fakat Caston Factory henüz çok yeni bir yapı olduğundan zamana ihtiyacı var. Ama görünen o ki zamanla buradan çıkacak başarı hikayelerini de bol bol göreceğiz. Açılalı 2 hafta olmasına rağmen yoğun bir ilgi var ve otoritelerimizden birkaçı daha şimdiden havuzdaki üretimlerden bazılarını gözlerine kestirdiler bile. Bu sevindirici...

7. Havuzunuzda profesyonel ve amatör ayrımı yapılmakta mı?

Havuzda böyle bir ayrımımız yok. Telefonla kaydedilmiş amatör bir ses de bizim için değerli, kanal kayıt yapılmış profesyonel bir iş de. Çünkü otoritelerimizin neyi seveceğini bilemeyiz. En amatör görünen kişide bir ışık görülmesi durumunda, o kişinin profesyonel kadar şansı olabilir.

8. Caston Factory’e başvurma süreci nasıl işliyor?

www.castonfactory.com sistesine giriyorsunuz. Anasayfadaki talep formunu doldurup bize gönderiyorsunuz. Sonrasında ekibimiz size telefon yoluyla ulaşıyor ve tüm sorularınızı cevaplıyor, sizi yönlendiriyorlar.


9. Caston Factory bizlerden ücret talep ediyor mu?

Evet. 20 lira gibi bir ücretimiz var. Ödemeyi kimseyi zorlamaması için olabilecek en düşük seviyede tuttuk. Aldığımız ücret de daha iyi hizmet vermek ve eksiklerimizi tamamlamak adına alınan bir ücrettir.

10. Caston Factory’e istediğim kadar üretim gönderebilir miyim?

Evet üretim sınırımız yok. Ne kadar çok üretim yüklerseniz, fark edilme şansınız o kadar artacaktır.






















4 Temmuz 2020 Cumartesi

Röportaj: ERDEM OCAK, Surge Music Türkiye İle Evde Kal



                         SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL

                                        KONUK: ERDEM OCAK


 1- Erdem Ocak karantina da neler yapıyor? 

Beste üretmeye devam, olumlu taraftan bakmak gerekiyor, psikologluk da yaptığım için alıştım olumlu taraftan bakmaya. Bu süreçte dört beste oluştu. Sözleri tamam, müzik ve arenjelerle birlikte önümüzdeki günlerde paylaşacağız. 

2- Müzik hayatı dışında neler yapıyorsunuz? 

Şu an da Ankara'dayım. Ümitköy' de İdea Çocuk Aile Gelişim ve Destek Danışmanlığı merkezinde müzik terapisti olarak çalışıyorum. Müzik terapistliği, özel gereksinimli çocuklara müziği bir iletişim aracı haline getirip, onların sosyalleşebilmelerine, sosyalleşemeyeceklerse bile kendilerini ifade edebilmelerine yönelik çeşitli beceriler kazandırmaya çalışmak. Bunun içerisine dil-konuşma, hareketleri kavrama, hafıza- bellek çalışmaları gibi içsel süreçler de dahil.

3- Normal veya amatör zamanlarında coverlamayı en çok sevdiğin ya da dinlediğin parçalar gruplar var mıydı? 

16 yaşımdan beri beste yapıyorum ama sahnelerde bestelerimi neredeyse hiç çalmadım. Hep cover. Son 5-6 senem Pink Floyd, Deep Purple, Led Zeppelin, Pearl Jam gibi daha çok blues, klasik rock çaldık. 

4- İlerleyen günlerde daha ağır parçalar dinleyebilecek miyiz, yoksa bu tarz da devam mı edeceksiniz?

Üçüncü şarkımız müzikal açıdan biraz daha sert, teknolojik sesleri de katmayı düşünüyorum.

5- O Ses Türkiye'ye neyi düşünerek katıldınız? Bir başarı elde edeceğinizi düşündünüz mü, nasıl gerçekleşti? 

Başvuruyu yaptığımda sarhoştum. Geri dönüş aldığım zaman aradan 3 ay geçmişti ve o aşama da geri çekilebilirdim, sonra annemle konuştum ve yarışmaya gitmeye karar verdim. Kendimi kanıtlama çabası için değil, o atmosferin nasıl olduğunu görmek için. İlk turda 4 jüri de dönmüştü, yarışma benim için o zaman bitti. 

Erdem Ocak - House Of The Rising Sun (O Ses Türkiye) : https://www.youtube.com/watch?v=7SvGLsjx4AM

6- Albüm düşüncen var mı, yoksa single çıkarmaya devam edecek misiniz, ya da bu parçaları toplayıp sonra bir albüm olarak sunacak mısınız?

Albüm düşünüyorum ama bu güne kadar yayınlanmış parçaları aynen toplayıp bir albüm oluşturmak değil, bu bence üretemeyen insanların yapacağı bir iş, 7 parçalık bir albüm düşüncem var. Bu albüme 'Uyu' ve 'Özgür Ruh' u da ekleyebilirim ama aynı biçimde değil editlenmiş halleriyle.

7- Spotify, Deezer, Apple Music gibi dijital platformların çıkışından sonra albümler eskisi kadar değerli değil, çünkü tekli olduğunda insanlar şarkıya daha çok şans verebiliyor ama albüm olduğunda gözden kaçan parçalar olabiliyor. Bu konu hakkındaki düşüncleriniz neler? Single halinde çıkartmak daha mı iyi olur yoksa albümdeki şarkılar kliplenerek öne çıkartılacak mı? İşin pazarlama boyutu nasıl olacak açıkcası?


Bağımsız müzik yapmaktayım, her hangi bir yapım veya plak şirketiyle çalışmıyorum. Erva Demir'in menajerliğini üstlendiği bir iş yapıyorum. Bir beklentim yok. Tabii ki daha çok kitleye duyurmak gibi bir hedefimiz var ama bu bir kaygı değil. Kaygı seviyesine girince işin içine çirkinlikler girmeye başlıyor, parasal mevzular gibi. Müzik kolaylıkla fiyat biçilebilecek, satılacak bir ürün değil. Çünkü ruhunu satıyorsun aslında. Klip elbette düşünüyoruz ama bunun için çeşitli birikimler vs gerekli. Onun dışında albüm mü single mı? Tabii ki single. 

Erdem Ocak - Hoşçakal Ankara: https://www.youtube.com/watch?v=ar9Tgj6t6U4

Erdem Ocak - Özgür Ruh: https://www.youtube.com/watch?v=f9vw43MmXAc

8- Albümünüzde ya da kariyerinizde İngilizce parçalara yer verecek misiniz? 

Yazıyordum, bıraktım. Sözlerimin türkçesi bir anlaşılsın ingilizceye bakarız. Ama cover olarak yabancı şarkı olabilir. 

9- Erdem Ocak'ın müzikal grup düşüncesi var mı? Bir grup teklifi geldi mi? 

Şu an halihazırda birlikte çalıştığım müzisyenler ama bir grup olarak değil de Erdem Ocak ismi altında çalıyoruz.


10- Bu yıl içinde yeni normallik kapsamında Temmuz' da mesela konser verecek misiniz? 

Yıl içinde elbette konser vereceğim ama Temmuz da değil. Kendi sağlığımı ve dinleyicimin sağlığını düşünmek zordundayım. O insanları konsere ben çağırıyorum ve benim sorumluluğum var bu insalara karşı. Verecek olanlara da dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum.

Erdem Ocak - Uyu : https://www.youtube.com/watch?v=gKlH2KiCl6E

8 Haziran 2020 Pazartesi

Röportaj: ONUR ERTEM (TNK , YASAK HELVA), Surge Music Türkiye İle Evde Kal


                         SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL 


              KONUK: ONUR ERTEM (TNK&YASAK HELVA) 



1- Merhabalar, evde kaldığımız bu günlerde vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?

Zaten çalışmayı seven birisiyim daha çok enstrümanıma yöneldim elektronik davulla çalışıyorum keşke akustik davulla çalışabilsem bunun için bir yer açmak üzereydim o ara karantina geldi. Sokak havanlarına yardım konusunda faaliyette bulundum.

2- Onur Ertem müzik hayatı dışında neler yapıyor?

Müzik dışı bir hayatım yok diyebilirim uzun süredir davul dersleri veriyorum, farklı tarzda çoklu projelerde yer almaya çalışıyorum bu hayat aslında yoğun bir dönem yaşatıyordu bana bunlar dışında da elimizden geldiğince eşimle gezmeye çalışıyoruz yarı gezginiz diyebilirim.

3-Çeşitli projeler derken hangi projelerde yer aldığını biraz açar mısın?

İzmir’de birçok proje ve grupta yer aldım bu aralar en çok üstüne gittiğimiz grup Yasak Helva yakın zamanda bir albüm çıkarttık TNK’de tabii uzun yıllardır devam ediyor Sonbahar’da üçüncü albümümüz çıkmıştı albüm tanıtımı, konserler ve klip çalışmaları başlayacakken maalesef korona süreci girdi işin içine. Bir de black metak projemiz var ‘’Lost Infinity’’ diye eski Ankaralı arkadaşlarımdan oluşan İzmirli bir grup onlarla bir EP kaydediyoruz şu sıralar.

4-Davula ilk başlarken ben bu türde çalmak istiyorum biye mi başladın? Öğrencilerin bu düşünceyle mi geliyor?

Başlangıçta bütün tarzları öğretmeyi ve anlamalarını sağlamayı amaçlıyorum. Ben başlarken metal ve rock dinleyerek başlamıştım ve ilk başlarken bilgi bombardımanına maruz kalıyorsun şöyle ki hem o türdeki şarkıları dinliyorsun, yeni grup ve şarkılar keşfediyorsun, bunları sen çalmaya çalışıyorsun bir yandan da ufak ufak üretiyorsun ve meşgul oluyorsun o yüzden farklı tarzlarla başlamam benim için zordu o yüzden en başta rock ile başladım. İlerleyen zamanlarda başka sahneler görünce neden sınırlayayım ki kendimi dedim. 2000’lerin başında programlar kullanarak kendi ritimlerimi yazmaya başlamıştım o şekilde iki albümüm de var.


Yasak Helva - Gardrop Fuat (Sziget Festival) : https://www.youtube.com/watch?v=jrDduEpGCfA

5-Yasak Helva’nın çeşitli bir müzik yapısı var müziğinin gelişiminden ve oluşum sürecinden bahsedebilir misin?

Birbirinden habersiz 3 müzisyen hadi bir grup kuralım diye mesajlaşmış bulunduk. Korkut, Hakan ve ben demek ki daha önceden birbirimizin radarına girmişiz. Grubu kurduğumuzda herhangi bir ad ve tür yoktu kafamızda ama daha önce Korkut’un cümbüş ve gitar geçmişiyle Hakan’ın da sağlam müzikal geçmişiyle beraber ortaya değişik bir müzik çıktı ardından bağımsız bir şekilde albümümüzü çıkardık sonrasında da Sziget ve yurtdışı konserleri de açılmaya başladı.

6- ‘’Rektefe’’ albümünde çok farklı isimde şarkılar var bu isim ve parçalar nasıl oluştu?

Albümdeki üç parça tamamen Rektefe’nin bestesi bazıları bizim düzenlediğimiz anonim parçalar, cover parçalar da var muhtemelen diğer albümde kendi bestelerimiz daha fazla olacak. Çok güzel anonim parçalar düzenlemeye başladık ve bunları sunmalıyız dedik o yüzden çoğuna klip yaptık.


Yasak Helva - Rektefe : https://www.youtube.com/watch?v=wdk4XIKpF2E&list=OLAK5uy_k-orCo-syA5qFRvIsRZ7KEPW1R3TeVirg

7- Alanında tek bir grupsunuz dinleyici çokluğu açısından İzmir dışında bunun sıkıntısını yaşıyor musunuz?

Gelen tepkiler bizi çok mutlu etti çünkü bizi keşfedip konserde de çok sağlam bir şekilde izleyen bir tayfa gördük ve şunu söyleyeyim İzmir dışında çok daha fazla ilgi gördük.

8- Yaptığınız müzik tarzı kimi Avrupa ülkelerinde iyi ilgi görüyor Türkiye’nin bu seviyeye
gelmesi sence ne kadar zaman alır. Organizatörlerin de etkisi var mıdır sence?

Çok uzak değil diye düşünüyorum çünkü ana sahneye çıkabiliyor olma olasılığı arttı. Yurt dışında illa ki alıcı bulur ancak burası için tam analiz edemiyorum.

9- Yeni albümde folk ezgileri üzerinde gitmeyi daha çok düşünüyor musunuz?

Kenara koyduğumuz ve biriktirdiğimiz çok fazla eser var yapacağımız daha deneysel işler de olacak, trio mantığının işin içine daha çok girdiği eserler de olacak ve muhtemelen İstanbul’da kaydetmeyi adımlarımızı daha güzel atmaya çalışacağız arada da tekliler planlıyoruz.

10- Günümüzdeki tüketim çılgınlığı içerisinde ilk albümünüzün beklediği ilgiyi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Albümden ziyade ikinci ve üçüncü klibi görselleriyle beraber sunmaya hazırlanıyorduk ancak buna elverişli bir ortam yok bu yüzden tam olarak yerine ulaşıp ulaşmadığını anlamak zor. Ancak bu işi doğru yönetmeye çalışıyoruz ve istenilen yere gidecek diye umuyorum.

11- Dinleyici kitlesi ve sahne açısından Tunus macerasını biraz anlatabilir misin?

Geçtiğimiz sene Nisan ayında Kartaca Caz Festivali’nde çaldık Türk Büyükelçiliği de dahildi bu konsere ve bizim de ilk yurtdışı konserimizdi oldukça heyecanlıyız tabii ve gittiğimizde bir sarayda çaldık inanılmaz bir yer. Şu güne kadar çaldığımın en acayip yerlerdendi çok geniş bir Kuzey Afrika sarayı öyle bir yerde çaldık. Çok güzel bir olay olarak yaşadık ve gördük. Tunus, Fas gibi Fransız etkisinin olduğu ülkeleri Avrupa’ya yakın olarak sayılabilecek şekilde biraz. Mesela Tunus’ta herkes neredeyse Fransızca konuşuyor ve kendini çok iyi yetiştirmiş insanlarla karşılaştık.

12- Sziget Festivali nasıl geçti?

Festival için video gönderiliyor ve eleme usulü çağırılıyorsun oraya, biz son aşamaya kadar geldik final gecesi de If’te oldu biz de jürinin dikkatini çektik ve finali 1. olarak tamamladık. Yaz ortasında tüm işlemlerimizi hallettik 2 gün Sziget’te 2 gün de Budapeşte’de olacak şekilde bir takvim yaptık. Çok keyifliydi zaten ultra profesyonel bir ekip vardı, kulis ve herkesin davranışı çok güzeldi. Biz sahnedeyken yağmur başladı ama o an pek takmıyorsun onu izleyiciler arasında Türk arkadaşlarda vardı.



13-TNK, 7 senenin ardından bir albüm yapınca TNK’yi daha önceden bilmeyen çoğu kişi sizi 3. yenici denilen tayfanın içine soktu bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben önyargılı bakmıyorum ancak şundan ben de rahatsız oldum sürekli ilginç birbirinden kopya soundlarla, hızlı formülle çünkü formül basitti frontmanlar da kendini ona göre ayarladı ve grup hemen kuruldu ve hemen uyum sağlandı çünkü yeni kuşak dijital müzik platformları ve sosyal medyayı çok hızlı kullanabilecek bir kuşaktı ve hızlı yol aldıklarını da görünce neden olmasın dediler. Bir şey diyemiyorum ama çünkü her 5 senede bir müzik türü değişiyor ve bu da geçer. Bundan 4 sene önce rapin ana akım seviyesinde olacağını bilemezdik, artık şaşırmıyorum şu an death metal üzerine pop söylenilen bir tür olsa ona da şarşımam. Bizim zamanımızda biraz daha yavaş işliyordu işler ama bizden öncekiler de bizim için öyle diyordu bu böyle kuşak kuşak devam edecek. TNK’yle ilgili ise 2007’de ilk Ep’nin klibini çektik ondan sonra Söyle Ruhum albümü film müzikleri ve sponsorlu turneler derken hızlı 5-6 sene geçirdik ancak ondan sonra ülkesel istikrarsızlıklardan dolayı bu grafiği pek tepede tutamadık ama çok güzel zamanlar geçirdik.

14- TNK’nin 2019’da hızlı tüketen bir topluma bir albümle çıkması aynı şey Yasak Helva için de geçerli bu risk değil mi?

Yürek yemek gibi aynen. TNK’nin durumu uzun zaman geçti ve ondan önce üç single çıkmıştı ancak o aralar grupta sıkıntılar vardı bu sefer grup toparlandı biz geri döndük gibi yapılan bir hareketti, riskli olsa da birikmişti birçok şey. Tam kesin değil ama daha önce albümlere girmeyen şarkılardan oluşan ekstra bir albüm daha çıkabilir. Yasak Helva için de yeni bir grup olma heyecanıyla zaten albümün içinden 3-4 parça daha önce çıkmıştı albümde de yenileriyle birleştirdik.

15-TNK’nin hit parçalarından sonra Kanatlarımdan Tutma albümü biraz daha aşağıda kaldı diyebilir miyiz?

Dinamikler değişti tabii ama dinlediğimizde yılların getirdiği olgunluğu yansıtan bir albüm olarak görüyorum. Gruplar 1-2 şarkısına göre değerlendiriliyor halbuki albüme göre değerlendirseler daha farklı olacak. Emin olun o albümler şarkılar çıkarken arkasında çok büyük emek ve hikayeler var ama klip çekilmediği için veya zamanında çıkmadığı için kaybolup gidiyor maalesef alıştık buna.

16-Onur Ertem dinleyicilerden ve bizlerden neler bekliyor?

Sabırlı bir şekilde araştırmalarını, güzel hayal kurmalarını, doğaçlamarını bekliyorum. Bu hikaye çok uzun bir hikaye sakın bir senenize bakarak değerlendirmeyin hep uzun düşünün.


16 Mayıs 2020 Cumartesi

Röportaj: YAVUZCAN ÇETİN, Surge Music Türkiye İle Evde Kal



                          SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL


                                 KONUK: YAVUZCAN ÇETİN



1-Neler yapıyorsun, karantina sürecin nasıl geçiyor?

  Evin içinde yapacak bir sürü şey var ama yapmıyoruz değil mi? Kimisi kendini geliştirmekten bahsediyor kimi yapamadığı şeyleri yapmaktan bahsediyor ama maddi durumu iyi olmayanlar için sinir stresten hiçbir şey yapası gelmiyor insanın. Hepimiz işsiz kaldık, insanın kendini geliştirmek için rahat bir kafaya ihtiyacı var onu yaşayamayınca mal gibi kalıyoruz. Gitar çalıyorum su içmek gibi bir şey zaten, bilgisayar oyunları oynuyorum, İdefix’i çıkartıyorum onunla oynuyoruz öyle yani kendimi geliştirmiyorum pek.

2-Yavucan Çetin müzik dışında neler yapıyor?

  Beşiktaş’ta gitar dersi veriyorum zaten burada yaşıyorum. Gastronomi okudum aşçılık yapıyordum hizmet sektöründe ancak çok kötü şartlar altında çalıştırıyorlar dolayısıyla aşçılığı bırakıp koşulları çok daha iyi olan bir yerde garsonluk yapıyorum oradaki arkadaşlarım da zaten müzisyen onlarla çalışmak güzel oluyor, müzik yaptığım için de çalıştığım günler konusunda destek oluyorlar. Çalışarak gidiyor hayat.

3- Müzik konusunda gelecek planların neler bu konuda biraz bilgi verebilir misin?

  Albüm yapmak istiyorum ancak uzun süredir sabit kaldığım bir yer yoktu bu sene toparlayabildim o yüzden en kısa zamanda yapma hedefindeyim sürekli düşündüğüm bir şey, albüm konusuna saplanmış focus olmuş durumdayım. İçinde tabii ki distortion olacaktır.


Disko Kralı - Yavuzcan Çetin & Tuncer Tunceli: https://www.youtube.com/watch?v=j7fLGRY3fK0

4- YavuzFest’i çok soran oldu akıbeti ne olacak?

Korona yüzünden bu sene olmaz hadi oldu diyelim insanlar maddi durumdan sıkıntılı bir süre sosyal hayata vakit ayırılabileceğini düşünmüyorum ve girmek istemeyeceğimiz bir risk olur ama bu mevzular geçtikten sonra olur tabii ki zaten altı senedir olmadığı ilk defa oldu.

5- YavuzFest’i başka şehirlerde yapmayı düşünüyor musun?

  Başka bir yerde yapmak çok sıkıntılı iş çünkü grupların hepsini transport etmek gerekiyor; başka bir ile götürüp orada ağırlamak, otel masrafları vs. mesela grupların bir kısmı Ankara’da yaşasa o maliyeti düşürür ama buradan 6-7 grubu bir yere götürmek zor iş bir de bizim festival maddi açıdan o kadar güçlü değil ama 3-4 gruplu Ankara’da yapmayı düşünüyorduk korona patlak verdi. İzmir’de yaptık bilet satılmadı ondan dolayı İzmir’den vazgeçtik. Zamanında İzmir’de çok iyi dinleyici vardı biz çalmaya gittiğimizde mekan ful çekiyordu şaşırıyorduk ama oradaki çoğu insan İstanbul’a taşındığı için ‘’cıstak cıstak’’ hariç canlı müzik dinlemek isteyen insan sayısının azaldığını düşünüyorum. İzmir konusunda şüpheler var.

6- Çok gruplu yapmak yerine daha az gruplu ve sahne sürelerinin uzun olduğu şekilde yapmayı düşünüyor musunuz?

  İstanbul’daki son festival öyle olmuştu. Sonrası için öyle yapabiliriz ya da eğer olabilirse iki güne çıkartabiliriz ki bunu yapabilirsek çok güzel olur ama aynı mekanı iki gün kiralamak çok pahalı dolayısıyla az zamanda çok iş yapmaya çalışıyoruz galiba bu konuda başarılı olabildik senelerdir 5-6 saate bir sürü grup çıkartmak herkesin harcı değil.

7- Gitar öğreten birisi olarak sence gitar çalışmaları nasıl olmalı?

  Ben hayatımda çok gitar çalışmadım. Nasıl çalışılmalı konusunda pek cevap veremeyeceğim ama kendim öğrendim onu anlatayım. Saatlerce kasan birisi değilim ben shredder olmak isteyen çok arkadaşımız var onlar olmak istiyorlarsa kasmaları lazım. Sevdiğim müzisyenlerin sololarına çalışıyordum, teknik dizilere çalışıyordum, blues pentatoniğin sap üzerindeki yerlerini öğrendim ona alışmak çok uzun zaman aldı, birkaç tane de internetten, abilerden öğrendim. Parçalarda duyduğum, çalıştığım şeyleri sürekli tekrarladım. Bilgisayar oynamak benim için spor gibi bir şey mesela ölüyorsun 60 saniyen var değil mi? Ben alıyordum gitarı o süre içerisinde yapabildiğim kadar aynı şeyi tekrarlıyordum. Hiç uzun süre bir şey yapabilen birisi değilim ama kısa kısa bölebilmeyi öğrendim. 12 saatin her saatinde 10 dakika gitar çaldığını düşün 2 saat eder sıkılmadan 2 saat gitar çalışmış olursun ama 2 saat oturup gitar çalışmaya çalışırsan 30 dakikadan sonra senin canın istemiyorsa o gitar çalışmak olmuyor istediğin zaman eline alacaksın. çok zorlayamıyorum ben. Sevdiğin müzisyenleri çalışarak taklit ederek kendini bulursun bunu öneriyorum herkese ve tabii pes etmemek lazım yapamıyorum deyip bıraktıktan sonra yeniden gitarı eline alıp çalışabilecek kafada olman lazım.

Pentagram & Yavuzcan Çetin - Unspoken (YAVUZ FEST) : https://www.youtube.com/watch?v=fZadKO4Wd_4


8- Ünlü müzisyenlerin oğulları tarafından pek çok tribute grup oluşturuluyor senin böyle bir planın var mı?

Benim yok ancak şöyle olabilir pek çok müzisyenin Yavuz Çetin parçalarını çaldığı bir albümde evet ben de bir parçasını çalarım ama bütün olarak Yavuz Çetin çalmak istemem. Grup olaraksa belki bir anma gecesi içi kurulabilir.

9- Gitar çalmaya nasıl başladın?

Gitar evin içinde hep vardı zaten ama ben pek ilgilenmedim o sıralar Eminem, Britney Spears falan dinliyordum tam kasetle cd arası bu dönemler sonra babamın eski bir çekmecesini açtım oradan bir sürü cd, kaset çıktı Eric Clapton, Lenny Kravitz, Beatles albümleri vardı bir sürü blues ve rock albümü ben de dinleyince deşarj oluyordum. Tarz hoşuma gidince çalmak istedim ilk çaldığım parça da Purple Haze’di zaten üç akordu eve gelen giden hep müzisyen olunca hemen gösterdiler hemen öğrenip çalınca benim de hoşuma gitmeye başladı gitar çalmak ama tembeldim çok kasmıyordum. İnternetle tanışınca kıvılcım oluştu çünkü Lynyrd Skynyrd’ı dinledim Freebird parçasından hayvan gibi beş dakika falan solo var bunu çalmalıyım diye deşarj oldum ilk çaldığım solo Freebird’ün sonundaki soloydu ve bu parçayı 1800 kere falan dinlemiştim. Bu parçayı çalınca pentatoniği öğrendim sonra diğer parçalardaki soloları atmaya başladım. Bir şekilde çalmaya başladım ben de anlamadım.

10- Sence dijital platformlar müziğin ruhuna aykırımı?

Eskiden albüm kaset ya da cd hammadde olarak satılıyordu bu da para olarak geri dönüyordu tabii bu ortadan kayboldu. Müzisyenler de bilinmeyen bir dünyanın içine atıldılar. Telif hakları konusunda daha iyi oldu ama. Cd bir hatıradır ama açtığında kimin çaldığı, kimlere teşekkür edildiği yazar özel bir şey yani hâlâ alınıyor ben hatıra olsun diye almaya çalışıyorum.

11- Şu an gelen bir soru Yavuz Çetin’in Deep Purple- Mistreated coverı var mı yoksa bir şehir efsanesi mi? Blue fragmanında var ama filmde ve internette yok.

  Var ancak ben daha alamadım onu benim elimde yok. Belgeseli düzenleyen ekip başkasından bulmuş onların hard diskinde var alacaktım ama bir türlü bir araya gelemedik ben de çok merak ediyorum.

12-Yavuz Çetin tribute albüm konusunda neden bu kadar sert? (İzleyici sorusu)

Sertlik değil sadece ben birisiyle aynı olmak istemiyorum, bir bütün olarak görülmemeye çalışıyorum çünkü farklı bir insanım ben.

13- Yavuz Çetin’in yayımlanmamış kayıtları var mı?
  Albüm çıkacak kadar bir malzeme yok.


14- Babası bu kadar iyi bir müzisyenken kendisinin bu kadar pasif kalması hakkında ne düşünüyor?

  Benim pasif kalmam babamın çok üstün kalmasıyla alakalı olabilir çünkü ben aktif müzik hayatını yaşayan, sürekli müzik yapan, Türkiye’deki bir çok insandan daha çok bu işin içerisinde bulunup bunu yapmaya çalışan bir insanım. Pasif kalmak eve çekilip tek başına takılmakla olur ben sürekli çalıyorum. Sürekli bir beklenti oluyor ama zor yani Yavuz Çetin gibi olmak ben çok kassam da o kadar olabileceğimi düşünmüyorum ama kendi çapımda bir müzik hayatım var ve mutluyum. Bir tane daha Yavuz Çetin isteyen varsa onlar kendileri olsunlar beni örnek almasınlar. Sonuçta Yavuz Çetin’in babası Yavuz Çetin değildi, herkes kendi müziğini kassın. Tek eksik bir albüm ama onu da ilerde yapacağım.

15- Yeni çıkan 3 nesil müzisyenler hakkında ne düşünüyorsun?

  Onlar pop bence ben Rock’n Roll diye bakmıyorum onlara. Çoğu müzisyen, müzik grubu parçalarının içine distortion koyunca rock yaptım zannediyor ama rock sadece böyle olmuyor bir bakış açısı vizyon lazım. Melankoliden daha çok aktif, agresif, agresif ama üzüntülü olabilir. Laylaylom ya da melankoli olmaz diye düşünüyorum. Melankoli bluesda vardır ama o bile serttir. Alternatif gruplar çok çıkmaya başladı sürekli rock diyorlar ama değil yani.

16- Dinleyicilerden, müzik severlerden neler bekliyorsun?

  İstedikleri hoşlandıkları şey neyse onu dinlesinler ve biraz daha canlı müzik dinleseler iyi olur tabii ki. Adam geliyor tek usb ile bütün parayı götürüyor biz amfileri, gitarları taşıyoruz, beş saat çalıyoruz 150 tl alıp eve dönüyoruz. Canlı müziğin değeri bilinsin.


(Yavuz Çetin & Yavuzcan Çetin)