22 Temmuz 2020 Çarşamba

Röportaj: HAKAN AKKAYA (DİKEN), Surge Music Türkiye İle Evde Kal





                SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL

                       KONUK: HAKAN AKKAYA (DİKEN)

1- Az çok normalleşmeye başladığımız bu günlerinde neler yapıyorsunuz?

Üretimle geçti diyebilirim aynı zamanda enstrüman eğitmenliği de yapıyorum ancak virüs sebepli her şey bir anda kesili verdi çünkü öğrencilerimin hepsi sokağa çıkma yasaklı ancak biz müzik adamıyız o yüzden üretime ağırlık verdim, günden güne de aklıma projeler gelmeye başladı onlarla ilgilenince de günlerim yoğun geçti diyebilirim. Bas gitar tüyoları videolarım da bu süreçte gelen istekler üzerine gerçekleştirdiğim projelerden.

2- Müzik hayatın dışında nelerle uğraşıyorsunuz? 

15-20 yıl geriye götüreceğim şimdi seni. Aslında çok uzun süreler televizyonda çalıştım muhabirlik ve habercilik yaptım ancak 3-4 sene önce o mesleği bıraktım gazetecilik güzel meslek ama bu ülkede bana göre değilmiş onu anladım ve tam anlamıyla müziğe yöneldim çünkü o meslek çok yoğun.

3- Ankara çıkışlı bir müzisyen olarak dönemin şartlarına göre müziğe ulaşmak ve enstrüman bulabilmek o yıllarda nasıldı?

Felaketti ve enstrüman alabilmek imkansızdı. Zuhal Müzik ve Kıvılcım Müzik vardı biz de onların camlarına yapışan sinekler gibiydik. İlk klasik gitarını babam aldı benim kendi paramla bir gitar almam çok uzun zaman sonra oldu ancak şöyle ki bizim zamanımızda çok güzel paylaşım vardı enstrümanı olanlar hiç düşünmeden al biraz sende dursun takıl derlerdi. Emanet enstrümanla kendinde olması arasında çok fark var işte biz bu yüzden vazgeçmiyoruz çünkü her şeyi tırnaklarımızla kazıya kazıya öğrendik. Beni kimse gitar dersine götürmedi hatta aileden yasaklıydım, inip kömürlükte çalardım bir şeyleri bu şekilde öğrenince insan daha tutkulu oluyor.

4- İdol aldığın isimler kimlerdi?

Enstrümana ilk davulla başladım çoğu kişi sevmez ama ben Lars'ı çok severim şovmen bir adam ve her notanın tuşesini oturup yazması beni çok mest ediyordu. Nico McBrain'i de çok severim, öğrencilerim Iron Maiden çalmak istediklerinde sürekli uyarırım çünkü Maiden şişede durduğu gibi değildir çalmaya çalıştığında elin ayağına dolaşır ne oluyor diye şaşırırsın. Bas gitarda Steve var kompozitör kimliğini çok seviyorum, David Ellefson geçen sene geldi dr çıplak gözle izleyebildim. Gizli kahraman Geezer Butler var 80 sonrası Black Sabbath'tan bası çıkarın sadece Iommi'nin soloları kalır yani bassız bütün dinamik çöker.


5-Her iki enstrümana da hakim olduğunuz için davulla bas genelde ortak iki enstrüman olarak anılır buna katılıyor musun? 

Kesinlikle katılıyorum, bası davulun kickine direk yapıştırmıyorun ama doğru. Sadece bas değil bütün grubun eli ayağı davuldur köşeleri düzgün veriyorsa riffler akar gider özellikle sahnede kalecidir.

6- Daha öncesinde Astrahan isminde bir grubun vardı ancak sürekli birliktelik olmadığından bahsettin, Astrahan şu an devam etse günümüz metal gruplarında nasıl bir yere koyarsın?

Astrahan'ın iki demo bir tane de Ep'si vardı şu anki projelerimden birisi bunu ilk defa söylüyorum o kayıtların arasından seçtiğim 8 şarkıyı baştan aşağı kaydediyorum çünkü o zamanlarda çok kötü kaydedilmişti ve hiç iyi durumda değildi onları kayıt edip albüm olarak bastıracağım. Bugünkü imkanlar o gün olsaydı camiada net bir yere otururdu. Eğer yetiştirebilirsem Kasım sonu remake kayıtları sunacağım. Sololar dışında enstrümanları ben çalıyorum zaten, 1-2 parçanın vokalini Taylan'a yaptırmayı düşünüyorum. DİKEN'in Yenilmeyenler albümünde Astrahan coverı olarak Bıkkın, Kızgın, Küskün;ü koymuştuk Taylan rahmetli Osman Metin'den çok daha iyi performans vermişti kesinlikle o olacak birkaçını ben söyleyeceğim kolektif bir iş olacak. 

7- Konser yapmak söz konusu olabilir mi? 

Osman Metin'den vefat tarihî 20 Şubat hem Osman Metini anmak hem de şarkıları duyurmak açısından neden 20 Şubat 2021'de bir konser olmasın şartlar uygun olursa. Çok uzak bir ihtimal ama çok isterim.




DİKEN - Ağır Metal Ölmez: https://www.youtube.com/watch?v=vkKgyTdNSUE

8- DİKEN’e geçiş sürecinden bahseder misin? 

Tatilde olduğum sırada müzisyen bir arkadaşımdan mesaj geldi DİKEN yeniden kuruluyor basçı aranıyor ne dersin diye sordu tabii lan dedim 15-20 dakika sonra Taylan’la iletişime geçtik o günün akşamı hemen Ankara’ya gittim diğer günde stüdyodaydık. İlk dakikası itibariyle bu iş tamam dedik. 

9-Yeniden bir araya geldikten sonra hızlı bir şekilde üretim sürecine girdi o süreç nasıldı? 

DİKEN bir beste grubu olduğu için görüşmeye başladığımız andan itibaren önümüzde devasa bir repertuvar vardı Taylan’da aralarından cımbızla çok güzel işler çekti ve önümüze koydu. Eski dinamikler tekrardan çalışmaya başlayınca biz de devam ettik Taylan dolmuş taşmış ben de kendi ürettiklerimi ne zaman değerlendireceğim diye düşünürken böle bir şey ortaya çıktı. Zaten üretmeye meyilli bu kadar insanın olduğu bir yerde üretmeden duramazsınız. Şöyle özetleyeyim ilk bir sene grubun yeniden toplandığını duyurma, konserler ve dinamikleri çalışır vaziyete getirme sonrasında ise beste ve albüm süreci. Kopmalar oldu ama Taylan ve ben ne olursa olsun bu işi yapacağız dedik. 

10- Prodüktör kimliğin de bu süreci hızlandırmış gözüküyor. 

Kesinlikle öyle, ben doktoramı ‘’Yenilmeyenler’’de masterımı da ‘’Hadeyan’’da verdim o gazla Bursa’dan Hanok adında bir grubun albüm prodüktörlüğünü üstlendim yani bu sene bitmeden benden iki iş göreceksiniz.

DİKEN - Hadeyan (Albüm): https://www.youtube.com/watch?v=wrjEBbSFT7E&list=PLfNGEvYKo4dw759nmEekRsQLK5uV2I8sa
DİKEN - Cinnet Çağı: https://www.youtube.com/watch?v=By6hshHZw2o

11- DİKEN son olarak bu sene ‘’Cinnet Çağı’’nı çıkarttı pandemi sonrasında bir albüm daha görecek miyiz?

Biz üç yılda iki albüm yaptık ancak albüm çok yoğun bir iş ve ciddi konsantre olmak gerekiyor o yüzden albümü biraz daha bekleteceğiz ama albüm gibi tekliler yayınlayacağız. Bir de 16 şarkı yapıyorsun 6-7 şarkı kafadan iptal oluyor sadece çok elit kulaklar onları dinliyor hele ki dijital platformda albüm çok hızlı eriyor tek şarkı olunca herkes ona odaklanıyor. Eylül ayında iki şarkı birden çıkaracağız.


12- DİKEN başından sistemi eleştiren bir grup ‘’Cinnet Çağı’’da bu şekildeydi bundan sonraki parçalar da hep bu şekilde mi olacak?

DİKEN ilk şarkısından son şarkısına kadar böyle bir gruptu bu elbette böyle devam edecek biz anlatıcı grubuz. Şunu söyleyebilirim ki sözler daha da sert olacak çünkü tepemiz iyice attı.

13- ‘’999’’un introsunda 90’lı yıllarda polislerin satanist baskını haberlerinin anonsları var İstanbul’da Akmar bu konudan epey etkilendi Ankara’da da bu tarz polis baskınları oluyor muydu? Etkileri nasıldı?

İstanbul’da ne olursa ertesi gün Ankara’da da aynı şey oluyordu bu hep böyledir. Bize de aynı şey oldu tabii ki o dönmede ağır metal dinleyenlerin mekanı Karanfil Yüksel Caddesi’ydi ve sokak çok büyük sıkıntı çekti polis siyah tişörtü olanı alıp götürüyordu. Biz bu durumun biraz daha dışında kaldık çünkü bilmem ne semtinde sabahtan akşama kadar stüdyonun içindeydik Astrahan’a albüm yapıyorduk. Mesela Ankaralı black grupları sıkıntılar yaşadı. Medya eliyle algı yönetiminin ilk yapıldığı zamanlardır onlar. Zaten bu ülkede öyledir protestin, sert konuşanın, muhalif olanın kafasına vururlar 90’lar sonu 2000’lerin başında bizi bunu yapmasalardı heavy metal şu ankinden 10 kat daha fazla değer görecekti çünkü manyak gibi üretim başlamıştı yavaş yavaş para kazanmaya ve ekipman bulabilmeye başlamıştık. Heavy metalin yeteri kadar dinlenmemesi bana çok tuhaf geliyor müziğin nereden çıktığı önemli değil çünkü aynı şeyler burada da var yine söylüyorum zamanında bu olaylar olmasaydı Türkiye’de metal müzik bambaşka bir yerdeydi ve 2000’lerde başlayan laylaylom akımı olmayacaktı çünkü onlar zaten metal gruplarıydı.

14- Dijital müzik platformları oldukça fazlalaştı müzik endüstrisi açısından bunu nasıl değerlendiriyorsun. Amatör ve profesyonel müzisyenlerin kullanımı açısından nasıl bakıyorsun.

Sosyal medya diyeyim ben ona en öneli artısı pek çok insana ulaşılabilir hale geldi. Önceden metal müzik yapanlarında çıkabilecekleri yerler belliydi elde basılı bir şey bulundurabilmekte zordu ama arkadaşlar o kadar azimliydi ki fotokopi kağıdına elleriyle fanzin yazıyorlardı. Dünyaya yayılması açısından çok büyük avantajı oldu bize Teksas’tan mesaj atıp albüm bekleyen adam var bu açıdan çok iyi dezavantajı ise elinde fiziki bir şey olmayınca eksik oluyor be cd ve kasetin manevi bir değeri de oluyordu. Bir şeyin ürettiğin zaman onu eline almak kadar güzel bir şey yok dijital onu götürdü. Dijitalde özel teşekkür diye bir şey yok. Biz yeni albüm alırdık kartoneti açarken çıldırırdık adam oraya her şeyi yazıyordu kokusu bile güzeldi.

15- Cenk Ünnü, Pentagram’ın Anadolu ezgilerine kullanmaya başladığında eleştirenlerin çok olduğundan bahsetmişti Türkçe metal yaptığı için DİKEN’i eleştirenler oldu mu? 

Sürekli aynı şey söyleniyor Türkçe metal olur mu diye ya kardeşim oldu işte bir sürü albüm çıkarttık daha ne Whisky çıkarttı, Pentagram çıkarttı DİKEN çıkarttı olmazsa yapamazdık herhalde değil mi Astrahan’da Türkçe sözlü heavy metal yapan bir gruptu. Müzik evrensel bir dil senin şarkını dinleyen İspanyol adam kardeş bu ne ya İngilizce yapın şunu demiyor dünyada bir tek kendi dilinden milletinden utanan ülkeyiz. Türkçe heavy metal olur mu? Yaptık oldu ve yapacağız da! Devam ediyoruz.

16- Yorumlardan gelen bir soru şimdi ki metal grupları konserlerinde bilet satamıyor sizce sebebi nedir?

O eski dönemdi konserler yeniden başlasın sen o zaman gör insanlar nasıl geliyor mu gelmiyor mu. Gruplar stratejik hatalar yaptılar her hafta konser verdiler bar programı yapın o zaman değil mi ama hayır adına konser dediler böyle olunca da kitle doydu. Metallica gelse ve har hafta konser verse 3-4 hafta sonra kim gider o konsere. Bir de festival yağmuru var aynı gruplar aynı adam aynı sahne böyle olunca insanlar canlı dinleme ruhundan kopuyor.

17- Müzisyenler bizlerden neler bekliyor? 

Biz bize bizim gibi üreten bir sürü grup var ancak kimi kitleler yerli gruplarına burun büküyor zamanla kurulanlar ve dağılanlar oldu ancak şu an bu işi hakkıyla yapan gruplar kaldı ve yeni gelenler çok donanımlı ve büyük destek gerekiyor çünkü her şeyi cebimizden karşılıyoruz. Biz artık sahne canlı kalsın ve eser bırakalım diye üretiyoruz o yüzden istediğim şey yerli gruplara destek olunması çünkü biz o destekler sayesinde üretiyor ve mutlu oluyoruz.


DİKEN - Hasta Ruh: https://www.youtube.com/watch?v=1K6hKxyiqXY

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Röportaj: CASTON FACTORY


1. Caston Factory nedir? Kısaca açıklar mısınız?

Caston Factory, müzik dünyasından birçok menajer, prodüktör, yapımcı, sanatçı ve reklam şirketinin otorite olarak yer aldığı Türkiye’nin en kapsamlı üretim havuzudur. Söz, müzik, altyapı üretenler üretimlerini fabrikamıza yüklüyor, yeni üretim arayışında olan otoriter isimler ise bu havuza istedikleri zaman göz gezdirebiliyor, üretimleri değerlendirmek, almak veya üretici ile tanışmak isterse direkt olarak üretici ile iletişime geçiyor.

2. Caston Factory bizlere, bu bünyeye dahil olan birisine ne katar?

Caston Factory’nin müzikle ilgili herkese bir katkısı olabilir. Birincisi üretimini havuza koyan kişi, birçok otoriter isim tarafından fark edilebilir. İkincisi insanları üretime ve yaratıcılığa teşvik eden bir yapıdır. Daha fazla üretim ile şansını denemek isteyen kişiler, farklı tatlarda yepyeni üretimler oluşturacaktır. Bu sistemin üreticiye en önemli katkısı ise, havuzdaki üretiminin seçilmesi durumunda hayallerine kavuşabilecek kapının aralanacak olmasıdır.

3. Caston Factory ile birlikte çalışan ünlü isimler mevcut mu?

Evet. Üretim havuzumuza birçok değerli isim bakmaktadır. Bu isimler @castonfactory Instagram sayfasında yayınlanmaktadır. Burada tek tek hepsini söylemeyeyim, sayfamızı ziyaret eden herkes otoritelerimizi görebilir. Sayısı her geçen gün artan bu ünlü otoritelerimiz sayesinde Caston Factory ismi daha da hızlı yayılmakta.

4. Üretimimizin üçüncü kişilerce çalınma olasılığı yok mu bunu nasıl güvence altına alıyorsunuz?

Birincisi üretimlerini havuzumuza yüklemek isteyen herkesi tastik konusunda bilgilendiriyor ve uyarıyoruz. Kendisine ait olan eserleri internetteki tastik sitelerinden veya noterden tastik etmelerinin önemini vurguluyoruz. İkincisi, sistemimiz dışarıya kapalı bir sistem olduğundan ve sadece otoriter isimler bakabildiğinden olasılığı çok düşürüyoruz. Üçüncüsü ise havuzumuza üretimin yüklenme zamanı ve yükleyen isim kaydedildiğinden, çalınma durumunun söz konusu olması çok düşük ihtimallere kalıyor.

5. Havuz mevzusunu biraz açar mısınız doğru iş için doğru müziği o havuzdan mı çekiyorsunuz süreç nasıl işliyor?

Sürecin işleyişi çok basit. Siz havuza üretiminizi yüklüyorsunuz. Kategorilere ayrılmış ve ayrıntılı aramalar yapılabilen sistemimize giren otoriteler bu havuzdan keşif yapıyorlar. Mesela “aşk” temalı alternatif rock parça arayan bir otorite, seçeneklerden aşk ve alternatif rock’ı seçerek ihtiyacına direkt olarak ulaşabiliyor.


6. Daha önce bu yolda sayenizde başarılı olan kişiler var mı?

Şahsım olarak 15 yıllık menajerlik kariyerimde sıfırdan piyasaya kazandırdığım ve halen görüştüğüm çok fazla isim var tabii. Fakat Caston Factory henüz çok yeni bir yapı olduğundan zamana ihtiyacı var. Ama görünen o ki zamanla buradan çıkacak başarı hikayelerini de bol bol göreceğiz. Açılalı 2 hafta olmasına rağmen yoğun bir ilgi var ve otoritelerimizden birkaçı daha şimdiden havuzdaki üretimlerden bazılarını gözlerine kestirdiler bile. Bu sevindirici...

7. Havuzunuzda profesyonel ve amatör ayrımı yapılmakta mı?

Havuzda böyle bir ayrımımız yok. Telefonla kaydedilmiş amatör bir ses de bizim için değerli, kanal kayıt yapılmış profesyonel bir iş de. Çünkü otoritelerimizin neyi seveceğini bilemeyiz. En amatör görünen kişide bir ışık görülmesi durumunda, o kişinin profesyonel kadar şansı olabilir.

8. Caston Factory’e başvurma süreci nasıl işliyor?

www.castonfactory.com sistesine giriyorsunuz. Anasayfadaki talep formunu doldurup bize gönderiyorsunuz. Sonrasında ekibimiz size telefon yoluyla ulaşıyor ve tüm sorularınızı cevaplıyor, sizi yönlendiriyorlar.


9. Caston Factory bizlerden ücret talep ediyor mu?

Evet. 20 lira gibi bir ücretimiz var. Ödemeyi kimseyi zorlamaması için olabilecek en düşük seviyede tuttuk. Aldığımız ücret de daha iyi hizmet vermek ve eksiklerimizi tamamlamak adına alınan bir ücrettir.

10. Caston Factory’e istediğim kadar üretim gönderebilir miyim?

Evet üretim sınırımız yok. Ne kadar çok üretim yüklerseniz, fark edilme şansınız o kadar artacaktır.






















4 Temmuz 2020 Cumartesi

Röportaj: ERDEM OCAK, Surge Music Türkiye İle Evde Kal



                         SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL

                                        KONUK: ERDEM OCAK


 1- Erdem Ocak karantina da neler yapıyor? 

Beste üretmeye devam, olumlu taraftan bakmak gerekiyor, psikologluk da yaptığım için alıştım olumlu taraftan bakmaya. Bu süreçte dört beste oluştu. Sözleri tamam, müzik ve arenjelerle birlikte önümüzdeki günlerde paylaşacağız. 

2- Müzik hayatı dışında neler yapıyorsunuz? 

Şu an da Ankara'dayım. Ümitköy' de İdea Çocuk Aile Gelişim ve Destek Danışmanlığı merkezinde müzik terapisti olarak çalışıyorum. Müzik terapistliği, özel gereksinimli çocuklara müziği bir iletişim aracı haline getirip, onların sosyalleşebilmelerine, sosyalleşemeyeceklerse bile kendilerini ifade edebilmelerine yönelik çeşitli beceriler kazandırmaya çalışmak. Bunun içerisine dil-konuşma, hareketleri kavrama, hafıza- bellek çalışmaları gibi içsel süreçler de dahil.

3- Normal veya amatör zamanlarında coverlamayı en çok sevdiğin ya da dinlediğin parçalar gruplar var mıydı? 

16 yaşımdan beri beste yapıyorum ama sahnelerde bestelerimi neredeyse hiç çalmadım. Hep cover. Son 5-6 senem Pink Floyd, Deep Purple, Led Zeppelin, Pearl Jam gibi daha çok blues, klasik rock çaldık. 

4- İlerleyen günlerde daha ağır parçalar dinleyebilecek miyiz, yoksa bu tarz da devam mı edeceksiniz?

Üçüncü şarkımız müzikal açıdan biraz daha sert, teknolojik sesleri de katmayı düşünüyorum.

5- O Ses Türkiye'ye neyi düşünerek katıldınız? Bir başarı elde edeceğinizi düşündünüz mü, nasıl gerçekleşti? 

Başvuruyu yaptığımda sarhoştum. Geri dönüş aldığım zaman aradan 3 ay geçmişti ve o aşama da geri çekilebilirdim, sonra annemle konuştum ve yarışmaya gitmeye karar verdim. Kendimi kanıtlama çabası için değil, o atmosferin nasıl olduğunu görmek için. İlk turda 4 jüri de dönmüştü, yarışma benim için o zaman bitti. 

Erdem Ocak - House Of The Rising Sun (O Ses Türkiye) : https://www.youtube.com/watch?v=7SvGLsjx4AM

6- Albüm düşüncen var mı, yoksa single çıkarmaya devam edecek misiniz, ya da bu parçaları toplayıp sonra bir albüm olarak sunacak mısınız?

Albüm düşünüyorum ama bu güne kadar yayınlanmış parçaları aynen toplayıp bir albüm oluşturmak değil, bu bence üretemeyen insanların yapacağı bir iş, 7 parçalık bir albüm düşüncem var. Bu albüme 'Uyu' ve 'Özgür Ruh' u da ekleyebilirim ama aynı biçimde değil editlenmiş halleriyle.

7- Spotify, Deezer, Apple Music gibi dijital platformların çıkışından sonra albümler eskisi kadar değerli değil, çünkü tekli olduğunda insanlar şarkıya daha çok şans verebiliyor ama albüm olduğunda gözden kaçan parçalar olabiliyor. Bu konu hakkındaki düşüncleriniz neler? Single halinde çıkartmak daha mı iyi olur yoksa albümdeki şarkılar kliplenerek öne çıkartılacak mı? İşin pazarlama boyutu nasıl olacak açıkcası?


Bağımsız müzik yapmaktayım, her hangi bir yapım veya plak şirketiyle çalışmıyorum. Erva Demir'in menajerliğini üstlendiği bir iş yapıyorum. Bir beklentim yok. Tabii ki daha çok kitleye duyurmak gibi bir hedefimiz var ama bu bir kaygı değil. Kaygı seviyesine girince işin içine çirkinlikler girmeye başlıyor, parasal mevzular gibi. Müzik kolaylıkla fiyat biçilebilecek, satılacak bir ürün değil. Çünkü ruhunu satıyorsun aslında. Klip elbette düşünüyoruz ama bunun için çeşitli birikimler vs gerekli. Onun dışında albüm mü single mı? Tabii ki single. 

Erdem Ocak - Hoşçakal Ankara: https://www.youtube.com/watch?v=ar9Tgj6t6U4

Erdem Ocak - Özgür Ruh: https://www.youtube.com/watch?v=f9vw43MmXAc

8- Albümünüzde ya da kariyerinizde İngilizce parçalara yer verecek misiniz? 

Yazıyordum, bıraktım. Sözlerimin türkçesi bir anlaşılsın ingilizceye bakarız. Ama cover olarak yabancı şarkı olabilir. 

9- Erdem Ocak'ın müzikal grup düşüncesi var mı? Bir grup teklifi geldi mi? 

Şu an halihazırda birlikte çalıştığım müzisyenler ama bir grup olarak değil de Erdem Ocak ismi altında çalıyoruz.


10- Bu yıl içinde yeni normallik kapsamında Temmuz' da mesela konser verecek misiniz? 

Yıl içinde elbette konser vereceğim ama Temmuz da değil. Kendi sağlığımı ve dinleyicimin sağlığını düşünmek zordundayım. O insanları konsere ben çağırıyorum ve benim sorumluluğum var bu insalara karşı. Verecek olanlara da dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum.

Erdem Ocak - Uyu : https://www.youtube.com/watch?v=gKlH2KiCl6E