30 Eylül 2018 Pazar

İnceleme: ROTTING CHRIST

Bu yazımızda inceleyeceğimiz grup melodik black metal türünde hatrı sayılan ülkemizi birkaç defa ziyaret etmiş olan Yunan grup Rotting Christ.





1987 yılında Yunanistan'da kurulan grup ilk demosunu ise 2 sene sonra "Satanas Tedeum" adı ile
yayınladı 5 parçadan oluşan bu demo yerel anlamda çok ilgi görmemişse bile grubun yapacağı büyük işlerin habercisiydi adeta.Rotting Christ'in yayımladığı ilk yasal albüm olan "Passage to Arcturo" ise kalitesi nedeniyle demolardan pekte ayırılmamıştır.
Ve 1993 yılı...Rotting Christ için ve Yunan black metal tarihi için bir mihenk taşı olarak görülen "Thy Mighty Contract" albümü.Birçok Rotting Christ severler için çok farklı bir albüm olan Thy Mighty Contract black metali iliklerimize kadar işletmiş,bir albüm olarak yerini almıştır.Vokallerde Sakis Tolis'in muhteşem performansının yanında bu albümle bizlere tattırılmaya
başlayan melodik öğeler bizi iyice karanlığa çekmişti tabii ki klavyenin de black metal ile nasıl kullanılıcağınıda bu albümle öğrenmiş olduk.Bu albüm özelinde dinlenmesi gereken bir parça arıyorsanız kesinlikle "Transform All Sufferings into Plagues" parçasını öneririz.



Ardından 1994'de gelen "Non Serviam" albümü ile kendisini iyice kanıtlayan Rotting Christ bu albüm ile birlikte davul makinesi kullanmayıda bırakmış oldu.1997 yılında yayımladıkları iki albüm olan "Triarchy of Lost Lovers" ve "A Dead Poem" ile bize göre kendi standartlarından biraz düşen bir Rotting Christ vardı.Sakis'in vokallerindeki istikrarı süre dursun parçaların black metalden
uzaklaştığını biraz biraz hissetmeye başlamıştık yine de A Dead Poem albümünde bulunan "Semigod" adlı parçanın klasiklerimizden biri olduğunu söylemeden geçmeyelim.1999 yılında yayımlanan diğer Rotting Christ albümlerinden bağımsız olan albümü "Sleep of the Angels"ı dinlediğimizde ise 1997 yılında çıkan 2 albüm için biraz acımasız olduğumuzu düşünüyoruz öyle ki black metalin b sini zor duyduğumuz bu albüm bizim için en büyük hayal kırıklığı olmuştu.Ve gelelim gene bir dönüm noktasına 2000 yılı ile birlikte bizleri daha çok heyecanlandıran Rotting Christ en iyi albümlerinde biri olarak gösterdiğimiz "Khronos 666"yı yayımladı.Her parçanın dinlenmesi gerektiğini inandığımız bu albümün ismi bir Yunan Mitolojisi zaman tanrısı olan Khronos'tan alması da oldukça etkileyici olmuştu.Grubun 2002 yılında yayımladığı 7. stüdyo
albümü olan "Genesis" ile doom tarzına kayan grup yer yer verdikleri agresif tavırlarla ilk albümlerinden esintiler yaşattı.Gotik unsurlarıda içeren çok yönlü bir albüm olmasının yanında yazılan 11 parçanın (1'i Brezilya Baskısı) hepsini grubun vokali olan Sakis'in yazması sözlerdeki anlam Sakis'in bu işte ender bulunan kumaş olduğunu bizlere gösteriyordu.2004 yılında yayımladıkları "Sanctus Diavolos" albümünden önce grubun 1996 yılından bu yana gitaristliğini yapan Kostas Vassilakopoulos (1996-2004) ve klavyeci Georgios Tolias (1996-2004) gruptan ayrılması ile tarzlarını iyiden iyiye sertleştiren Rotting Christ, "Century Media Records" etiketiyle çıkardığı albümü olan bu eserleriyle ile ayin havasına bizleri iyiden iyiye alıştırmıştı.2007 yılında belki de grubun en çok bilinen ve demirtaşı olarak nitelendiren parçası "Nemecic"in de içinde
bulunduğu Metal Storm tarafından yılın en iyi albümü olarak seçilen "Theogonia" albümü ile bizleri mest eden grup albümü DVD şeklinde
yayımlamış ve İtalya,Rusya ve Brezilya'da verdiği konserlerden tadımlık şeklinde bizlere sunmuştu.2010 yılına kadar geçen sürede çeşitli derleme
albümleri yayınlayan grup 2010 yılında "AEALO" albümü ile yeniden bir çığır açtı.Albümün isminin eski Yunanca'dan gelen ???? harflerinden geldiği
düşünülüyor.Bu albümde "Dub-sag-ta-ke", "Fire Death and Fear" ve "Noctis Era" gibi parçalarda verilen Yunanistan'a özel ezgiler bizlere tadından yenmez bir albüm dinleme fırsatı yarattı.Zaten Yunanlılar ile bazı benzer geleneklere sahip olmamızdan dolayı Türk dinleyicisininde hoşuna giden bir albüm olduğunu söyleyebiliriz.





Rotting Christ'in 2013 yılında yayımladığı "Kata Ton Daimona Eaytoy" albümü için ise değil bir iki satır cilt cilt kitap yazılır.Birçok mitoloji ile
birleştirilen bu Rotting Christ albümünde melodik black metal kavramını tamamen sindiriyoruz.Öyle ki Sakis Tolis'in bu albüm için bize bir de mesajı vardı:
Geçmişin gizli bilgisini derinden kazmak beni bu albümü yaratmamı sağladı.Özel mesajım yok. Onlardan bıktım.Sadece günlük yaşamdan kaçışını ve geçmişle benimle gezmenizi istiyorum.Albümde gayda gibi birçok farklı enstürümantal alete yer verilmesi karışık Yunan gelenekleri sentezi,black metalin kendine özgü ruhunun birleşmesi ile kendimizi çok farklı bir yerde bulduk.Bütün parçalarının dinlenmesi gerektiğini savunduğumuz bu albümde tabii ki bizleri kendimizden geçiren ve albümle aynı adı taşıyan Kata Ton Daimona Eaytoy parçası bizim unutulmazlarımız arasında! Bu albümden tam 3 sene sonra (2016) gelen "Rituals" albümü ise artık Melodik Black Metal dinlemiyorduk.Kafamız o kadar çok karışmıştı ki albümü dinleyenler olarak"Metal müzik mi yoksa ayin mi?"demekten kendimizi alı koyamadık.Tabii ki bu albümün kötü olduğu anlamına gelmiyor.Yalnızca 2013 yılında Kata Ton Daimona Eaytoy ve sonrasında gelen beklentinin ardından gelen bu albüm bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı diyebiliriz.Çünkü grup 2013 yılında çıtayı öyle bir yere koymuştu ki belki de bir daha oraya ulaşan olamayacaktı.