30 Aralık 2018 Pazar

2019 Yılından Beklediğimiz 5 Olay

2018 yılını acısıyla tatlısıyla geride bıraktık.Birçok olaya birçok albümü yeni parçalara ve enteresan haberlere şahit olduğumuz bu senenin ardından gelin önümüzdeki seneden neler bekliyoruz bir bakalım:






1- ARTAN TÜRKİYE KONSERLERİ



Şu ana kadar açıklanan konserler bir kenarda dursun ülkemiz zor günleri bir nevi aşmış bulunuyor.Artık iptal konser haberleri
duymayacağınıza emin olabilirsiniz,çıtayı çok yukarı koymasakda güzel konserlerle dolu bir 2019 yılı bizi bekliyor diyebiliriz,hatta ve
hatta daha da ileri giderek bunun içine 2020 yılını da ekleyebilirsiniz!


                             

2- IOWA SEVİYESİNDE YENİ BİR SLIPKNOT ALBÜMÜ


Slipknot severler için IOWA ne demek ise 2019 yılı için bizim için Slipknot özelinde aynı anlama geliyor.Daha yayınladıkları ilk
parça olan "All Out Life"a başlangıç diyen Corey Taylor'ın albümün ne kadar sert olacağı hakkında verdiği demeçler ise bizleri daha çok
heyecanlandırıyor.











3- TARİHİN EN SERT MEGADETH ALBÜMÜ


Albüm çalışmalarını sosyal medyadan takip edenler iyi bilir davulda bol blastlı bir Megadeth albümü bizlerle olacak gibi,tabi işin içine Dirk Verbeuren girince bu beklendik bir olaydı ama Dave Mustaine'in açıklamalarına göre 2019 Megadeth'in yılı olcabilecekmiş gibi gözüküyor.


4- YERLİ MALI ALBÜM SAYISI


2017'ye oranla yerli grupların çıkardığı albüm sayısında gözle görülür ve hissedilecek oranda azalma var,her ne kadar yerli müziğe
kulak vermeye çalışıp onlara destek olmak istesekde kalite anlamında da çok net aşağı doğru iniş söz konusu.2019 yılında işe babaların da
dahil olmasıyla daha kaliteli ve daha fazla yerli müzik duymayı umuyoruz!


5- YENİ TOOL ALBÜMÜ


2016 yılından beri beklemekte olduğumuz ve grup üyelerinin her sene geldi geliyor açıklamalarına maruz  kalıp her sene hayal kırıklığına uğrasakda biz 2019 yılında bu sefer gelme ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu düşünüyoruz!

































30 Kasım 2018 Cuma

İşte Yılların Yorduğu 8 Yıldız!

"Zaman" bizim için ne kadar önemli?Yaşadığımız her anı doyasıya yaşayabiliyor muyuz?Gençken yapamadıklarımız için ileride pişmanlık duyacak mıyız?Ya da şöyle soralım,ileride aynaya baktığımızda kendimizi tanıyabilecek miyiz?Bu soruların cevabını acı veya tatlı bir şekilde tecrübe edeceğiz elbette ama gelin hep beraber yılların yorduğu 8 rock yıldızını inceleyelim:




1- JASON NEWSTED 




 2- KRIST NOVOSELIC 




 3- SEBASTIAN BACH
                       

                                 


4- MARK KNOPFLER




5- ROBERT PLANT





6- AXL ROSE 



                               


7- DAVID GILMOUR


                           


8- GÖKHAN ÖZOĞUZ


                         


























































30 Eylül 2018 Pazar

İnceleme: ROTTING CHRIST

Bu yazımızda inceleyeceğimiz grup melodik black metal türünde hatrı sayılan ülkemizi birkaç defa ziyaret etmiş olan Yunan grup Rotting Christ.





1987 yılında Yunanistan'da kurulan grup ilk demosunu ise 2 sene sonra "Satanas Tedeum" adı ile
yayınladı 5 parçadan oluşan bu demo yerel anlamda çok ilgi görmemişse bile grubun yapacağı büyük işlerin habercisiydi adeta.Rotting Christ'in yayımladığı ilk yasal albüm olan "Passage to Arcturo" ise kalitesi nedeniyle demolardan pekte ayırılmamıştır.
Ve 1993 yılı...Rotting Christ için ve Yunan black metal tarihi için bir mihenk taşı olarak görülen "Thy Mighty Contract" albümü.Birçok Rotting Christ severler için çok farklı bir albüm olan Thy Mighty Contract black metali iliklerimize kadar işletmiş,bir albüm olarak yerini almıştır.Vokallerde Sakis Tolis'in muhteşem performansının yanında bu albümle bizlere tattırılmaya
başlayan melodik öğeler bizi iyice karanlığa çekmişti tabii ki klavyenin de black metal ile nasıl kullanılıcağınıda bu albümle öğrenmiş olduk.Bu albüm özelinde dinlenmesi gereken bir parça arıyorsanız kesinlikle "Transform All Sufferings into Plagues" parçasını öneririz.



Ardından 1994'de gelen "Non Serviam" albümü ile kendisini iyice kanıtlayan Rotting Christ bu albüm ile birlikte davul makinesi kullanmayıda bırakmış oldu.1997 yılında yayımladıkları iki albüm olan "Triarchy of Lost Lovers" ve "A Dead Poem" ile bize göre kendi standartlarından biraz düşen bir Rotting Christ vardı.Sakis'in vokallerindeki istikrarı süre dursun parçaların black metalden
uzaklaştığını biraz biraz hissetmeye başlamıştık yine de A Dead Poem albümünde bulunan "Semigod" adlı parçanın klasiklerimizden biri olduğunu söylemeden geçmeyelim.1999 yılında yayımlanan diğer Rotting Christ albümlerinden bağımsız olan albümü "Sleep of the Angels"ı dinlediğimizde ise 1997 yılında çıkan 2 albüm için biraz acımasız olduğumuzu düşünüyoruz öyle ki black metalin b sini zor duyduğumuz bu albüm bizim için en büyük hayal kırıklığı olmuştu.Ve gelelim gene bir dönüm noktasına 2000 yılı ile birlikte bizleri daha çok heyecanlandıran Rotting Christ en iyi albümlerinde biri olarak gösterdiğimiz "Khronos 666"yı yayımladı.Her parçanın dinlenmesi gerektiğini inandığımız bu albümün ismi bir Yunan Mitolojisi zaman tanrısı olan Khronos'tan alması da oldukça etkileyici olmuştu.Grubun 2002 yılında yayımladığı 7. stüdyo
albümü olan "Genesis" ile doom tarzına kayan grup yer yer verdikleri agresif tavırlarla ilk albümlerinden esintiler yaşattı.Gotik unsurlarıda içeren çok yönlü bir albüm olmasının yanında yazılan 11 parçanın (1'i Brezilya Baskısı) hepsini grubun vokali olan Sakis'in yazması sözlerdeki anlam Sakis'in bu işte ender bulunan kumaş olduğunu bizlere gösteriyordu.2004 yılında yayımladıkları "Sanctus Diavolos" albümünden önce grubun 1996 yılından bu yana gitaristliğini yapan Kostas Vassilakopoulos (1996-2004) ve klavyeci Georgios Tolias (1996-2004) gruptan ayrılması ile tarzlarını iyiden iyiye sertleştiren Rotting Christ, "Century Media Records" etiketiyle çıkardığı albümü olan bu eserleriyle ile ayin havasına bizleri iyiden iyiye alıştırmıştı.2007 yılında belki de grubun en çok bilinen ve demirtaşı olarak nitelendiren parçası "Nemecic"in de içinde
bulunduğu Metal Storm tarafından yılın en iyi albümü olarak seçilen "Theogonia" albümü ile bizleri mest eden grup albümü DVD şeklinde
yayımlamış ve İtalya,Rusya ve Brezilya'da verdiği konserlerden tadımlık şeklinde bizlere sunmuştu.2010 yılına kadar geçen sürede çeşitli derleme
albümleri yayınlayan grup 2010 yılında "AEALO" albümü ile yeniden bir çığır açtı.Albümün isminin eski Yunanca'dan gelen ???? harflerinden geldiği
düşünülüyor.Bu albümde "Dub-sag-ta-ke", "Fire Death and Fear" ve "Noctis Era" gibi parçalarda verilen Yunanistan'a özel ezgiler bizlere tadından yenmez bir albüm dinleme fırsatı yarattı.Zaten Yunanlılar ile bazı benzer geleneklere sahip olmamızdan dolayı Türk dinleyicisininde hoşuna giden bir albüm olduğunu söyleyebiliriz.





Rotting Christ'in 2013 yılında yayımladığı "Kata Ton Daimona Eaytoy" albümü için ise değil bir iki satır cilt cilt kitap yazılır.Birçok mitoloji ile
birleştirilen bu Rotting Christ albümünde melodik black metal kavramını tamamen sindiriyoruz.Öyle ki Sakis Tolis'in bu albüm için bize bir de mesajı vardı:
Geçmişin gizli bilgisini derinden kazmak beni bu albümü yaratmamı sağladı.Özel mesajım yok. Onlardan bıktım.Sadece günlük yaşamdan kaçışını ve geçmişle benimle gezmenizi istiyorum.Albümde gayda gibi birçok farklı enstürümantal alete yer verilmesi karışık Yunan gelenekleri sentezi,black metalin kendine özgü ruhunun birleşmesi ile kendimizi çok farklı bir yerde bulduk.Bütün parçalarının dinlenmesi gerektiğini savunduğumuz bu albümde tabii ki bizleri kendimizden geçiren ve albümle aynı adı taşıyan Kata Ton Daimona Eaytoy parçası bizim unutulmazlarımız arasında! Bu albümden tam 3 sene sonra (2016) gelen "Rituals" albümü ise artık Melodik Black Metal dinlemiyorduk.Kafamız o kadar çok karışmıştı ki albümü dinleyenler olarak"Metal müzik mi yoksa ayin mi?"demekten kendimizi alı koyamadık.Tabii ki bu albümün kötü olduğu anlamına gelmiyor.Yalnızca 2013 yılında Kata Ton Daimona Eaytoy ve sonrasında gelen beklentinin ardından gelen bu albüm bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı diyebiliriz.Çünkü grup 2013 yılında çıtayı öyle bir yere koymuştu ki belki de bir daha oraya ulaşan olamayacaktı.














8 Ağustos 2018 Çarşamba

Dinlenmesi gereken en iyi 10 Büyük Britanyalı grup

























Sizler için dinlenmesi gereken en iyi 10 Büyük Britanyalı grubu derledik!


Öncelikle listede olmayan gruplar için yoğun bir mesaj yağmuru gelecektir ama şimdiden listemizde olmayan Deep Purple,Led Zeppelin,The Beatles,The Rolling Stones gibi gurupların zaten bu işin babası olduğunu söylemeden geçmeyelim!




BLACK SABBATH

 Önerilen Parçalar:
Children Of The Grave
Paranoid
Heaven and Hell
Iron Man
Live Forever






CARCASS

Önerilen Parçalar:

Keep On Rotting In The Free World
Until For Human Consumption
Heartwork
Polarized
No Love Lost


MOTORHEAD
Önerilen Parçalar:Ace Of Spades
MotörheadThe Game
Killed by Death
Overkill




DRAGONFORCE

Önerilen Parçalar:
Heroes Of Our Time
Through The Fire And Flames
Fury Of The Storm
Cry Thunder
Soldiers Of The Wastelands





IRON MAIDEN

Önerilen Parçalar:Dance Of Death
Run to the Hills
The Trooper
Hallowed By Thy Name
Speed Of Light


NAPALM DEATH

Önerilen Parçalar:Diktat
Life and Limb
The Wolf I Feed
When All Is Said and Done
Scum


JUDAS PRIEST
Önerilen Parçalar:Breaking the LawPainkillerLiving After MidnightElectric Eye
Children Of The Sun




ALESTORM
Önerilen Parçalar:DrinkKeelhauled
Alestorm
Shipwrecked
Mexico



HAKEN

Önerilen Parçalar:Initiate
Cockroach King
The Endless Knot
In Memoriam
The Architect




CRADLE OF FILTH

Önerilen Parçalar:
Nymphetamine Fix
From the Cradle to Enslave
The Death of Love
Cthulhu Dawn
Temptation





























3 Ağustos 2018 Cuma

İnceleme: GHOST

İSVEÇ CÜPPELİLERİNDEN;



İSİMSİZ HORTLAKGİLLER ANSİKLOPEDİSİ


 (Dikkat yakın zaman da ayin ihtiyacı yaratabilir, ev ortamında denemeyiniz.)


 Nasılsınız görüşmeyeli sevgili rakır kardeşlerim metaliniz yerinde mi ? Öyleyse kanallarınızın ayarlarıyla oynamayın doğru yerdesiniz.Yazıyı okurken mümkünse bir taraftan Ghost çalsın. Garson elimizi boş bırakmasın.Kuşlar uçsun, köpekler, kediler linç edilmesin,tecavüze uğramasın. İdam gelmesin. Yazı boyunca pek goygoya yer vermeyeceğim için bu kısıma biraz yüklendim evet. Sizlerle bu yazımda bizi gizemiyle çatlatan Ghost’umuzun derinlerine ineceğiz. Bu yüzden derin bir nefes alın, kemerlerinizi bağlayın ve şeytana hizmet etmeye hazırsanız, başlıyoruz..

İlk inceleme için özellikle Con Clavi’de geçen sözleri seçtim şeytana hizmet ediyoruz, görevimiz görünenin altında gibi birçok söze rastlıyoruz ki bu tarz şeytan konseptli gruplar da öncelikle şeytan algısının nasıl olduğunu bir durup yorumlamak gerektiğine inanıyorum.Vardığınız sonuç bağlamında dinlemek, verilmek istenen asıl mesajı görmek açısından daha sağlıklı olacaktır.

Şeytan kavramı hepimizin aşinasıdır zaten ve gerçekçi olup olmaması nedeniyle de daha çekici olduğu bariz.Dinsel kavramındansa psikolojik etkilerinin gerçekliği benim için daha kabul gören tarafı.Grubun yaratmaya çalıştığı algı da tamamen bunun üzerinden yürüyor yani verilmek istenen mesajların tabanı burada yatıyor.Nasıl yani?





Şeytan ; içimizdeki kötülük yani aslında bir psikolojik yansıma, kuralların, yasakların, toplumda kabul görmeyenin -ki bu da bizim için ayrı cezbedici olabiliyor- temsilini yapan insan uydurması bir kavram. Aslında bilinçaltımızda yatan bu realite ile güzel, gerçekçi, müzik gibi bir müzik dinliyoruz be dedirten bu açıklamamla kendimizi burada bir tebrik etmemiz pekte yanlış kaçmaz. Eğer şeytan kendi özümüzse Ghost’un yaptığı da tamamen buna tapmak. Yani kendi özümüze…

Yaradandan ötürü veya özlerin benzerliğinden ötürü. İtirazı olan yeşillendirsin. :)


Elizabeth şarkısında ki şu sözler de bu düşüncemi destekler nitelikte değil mi zaten ?


Her pact with Satan                                                          Onun şeytanla sözleşmesi
Her despisal of mankind                                                   İnsanlığı küçümseyişi
Her acts of cruelty and her lust for blood                         Zalimliği ve kana susamışlığı
Makes her one of us                                                          Onu bizden biri yapıyor




Bu isimsiz hortlaklar kendilerinden “Bizler birer film karakteriyiz.” diye bahsediyorlar ki zaten birçok şarkılarında eski kült filmleri işlediklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Böylelikle kötü adamımız Papa da her filmde değişiyor anlayacağınız.

Ninniler eşliğinde ruhumuza işleyen satanist müzikleri yapan rock grup birçoğunun da dediği gibi karanlık müziği bu kadar sade ve sakin bir biçimde yapmayı başarmış. Birilerini kurban ederken bile takındıkları muzipli hava gibi mesela. Aynı zaman da distortion köklemeyip, brutalsiz, çalarken kurcalamaca yapmadan, kafa karıştırmadan gitarın gereksiz öne çıkmaya çalışmayışı veya ışık hızına erişme amacı olmaması, ninnimsi bu kilise müziği bizleri alıp götürmedi mi zaten. Ve tabi çoğu zamanda gitardan ayrı takılan bas gitarın leziz dinletisi de cabası. Sonuç olarak bu düz rock soundlarıyla da metal yapılabileceğini bizlere layıkıyla göstermiştir diyebiliriz. Deyim yerindeyse bu düşüncenin duvarlarını yıkıp şeytana pabucunu ters giydirten bu nacizane grubun başımızın üstünde yeri var.


Özgünlük kısmı ise imaj ve müziğin yarı mizah yarı ciddili olmasında ve kimlik gizliliğinde yatıyor. Her daim merak ! God damn ! Bugün Slipknot, Rammstein, Gwar gruplarında da karşımıza çıkıyor.

Ghost tarz olarak kendini tekrar etmeye çok yatkın olan bir oluşum olduğu için bu durumun içine düşmemeye çalıştığından mütevelli bir röportajlarında “ İnsanlara sunacağımız değerli birşeyimiz kalmadığını düşünürsek bu işi bırakırız. “ demişler. Bunu okuduğumda daha bir etkilenmiştim bende.

E şarkılarında sözlerin vebalar, kıtlıklar, anma, ilahi sebep, gelecek kayıplar, kurban kokusu, ölü insan kokusu, hepsinin ölmesi için dua edinli, kötü piçi doğurması için efendimize yalvarmaklı , bugün onun kötü ruhu için çağırıldıklı olunca hatrı sayılır bir bilgi birikimine de sahip olmak gerekiyor bunu da göz önüne bi alalım derim.Aynı zamanda her albümde kendilerini değiştirmelerinin bir amacı da zamanın değiştiğini göstermek.

(Dikkat fazla doz Ghost 3. gözünüzü açabülüü, fenkşui etkisi yaratabülü…)

Zibilyon tane aynı tarz grup var “Neden Ghost?” sorularına da bu dediklerimiz cuk oturan cevap niteliğindedir.

50,60 ve 70’li yılların rock müziği soundlarının bu modern halini ve Ghost ile buluşma tarzını bizde çok sevdik. İmajları şok rock tanrılarına göz kırpıyor. David Bowie’ nin karakterinde, Kiss çizgi romanımsılığında, King Diamond’ın inkar edilemez ses yüksekliğinde, Pink Floyd’ un anlatımında, şok hep vardı.

Arthur Brown, Screamin Jay Hawkins, Bruce Dickinson yaptıkları şey ile 20-30 yıl sonra şok rock denecek türün temellerini atmış olacaklardı. 70’lerde de Alice Cooper sahne şovlarıyla da iyice etkinleşti şok rock. Buralar biraz fazla bilgi ama göz çıkarmaz. Kökü görmek önemli. Biraz 70’lerdeki o kült temalar biraz şeytani masallar biraz ciddi imaj biraz mizah işte bizim GHOST !





Dünya’nın en iyi “Hip” Rock / Metal projelerinden biri.



Global anlamda büyümesine olumlu katkılar sağlayan albüm daha iyi anlamına gelen; Meliora oldu diyebiliriz. Ancak grup için yazılmış ilk şarkı aslında Stand by Him miş. Bazı insanların şarkının tamamının cadılarla ilgili olduğunu düşünmesinin aksine şarkı aslında kadınları cadı olarak gören ve yakmak isteyen erkeklerle ilgili. Yani inceeeee hanımlar beyler :). Buradan da sözlere ne kadar önem veren bir grup olacağını belli etmiş aslında.

İlk albüm eski tarz heavy metalin ağır olduğu albüm tabi, sevenine tavsiye. Albüm dışında Hetfield’ın bir konserde grubun tişörtünü giyerek çıkması ve Fenriz’ in övgü dolu sözleri ile grup ünlenip aldı başını gitti diyebiliriz. Bu konuyla ilgili de hepsi James in halt etmesi, biz kendi halimizde takılıyorduk diyerek bir açıklama yapıp gülüyorlar. 3. albüm grubun daha ticari bir yöne kaymasına denk gelmiş. 2. albümde dahil olmak üzere firma radyolarda çalınabilecek kelimeler seçilmesini isteyince kısıtlamalara gidildi. Örneğin; Monstrance Clock içinde Lucifer sözcüğü olduğu için single olmasın dendi. Benzer sebepten Year Zero’ ya da onay çıkmadı.



O değil de yakınlarda bi gelseler de Ghost cosplay yapıp konsere gitmesek mi ya ?



Kısa Acısız Teknik İnceleme

6 kişilik metal grubunda 1 kişi hariç kalan 5 kişi siyah cüppeler giyiyor, her biri evrenin temellerini adleden simgeler kullanıyorlar

Kuruluş Yılı: 2008

İlk Çıkış: 3 parçalık EP ile Elizabeth isimli plak ve çıkış albümleri olan Eponymous yayınlandı. 2010

AlbümlerOpus Eponymous 2010
 If You Have Ghost 2013 EP
 Infestissumam 2013
 Meliora 2015
 Popestar 2016 EP
 Prequelle 2018

Üyeler
Nameless Ghoul Fire
Nameless Ghoul Water
Nameless Ghoul Ether
Tobias Forge
Papa Emeritus IV

Türler
Heavy Metal, Doom Metal, Hard Rock, Psikedelik Rock, Progresif Rock, Pop Rock

ÖdüllerGrammy En İyi Metal Performansı
Grammis Award for Hard Rock/ Metal of the Year

Son olarak hep birlikte haykırmayalım mı! LUCİFER! WE ARE HERE FOR YOUR PRAİSSE !


Kalbimde size ayırdığım simsiyah bir yazının daha sonuna geldik. Bu yazıyı yazarken tutulup oturduğum sandalyenin şeklini alsam da sizin yeriniz ayrı be Sevgili Okur! Biz metale inanıyoruz, metalle nefes alıyoruz. Darağacında da olsak son sözümüz, Long Live Heavy Metal!

Kötülük tanrıları rahat uyusun tekrar buluşuncaya kadar metalin gazabı üzerinize olsun.




Yazı: Şilan Özcan





























13 Temmuz 2018 Cuma

Bir Bakış Bir Düşünce: ANATHEMA




ANATHEMA




Alternatif rock efsanelerinden Anathema. Yıllardır dinlediğim, hatta dinlemekle kalmayıp kalpten hissettiğim,yaşadığım birçok şarkının sahibidir Anathema. Şimdi nasıl olur da bir grup/şarkı iliklerime kadar işler onu anlatacağım size.

One Last Goodbye

Grubun kurucularından Vincent ve Daniel Cavanagh’ın acılarını dinleyicileriyle paylaştığı, şarkıyı söylerken onlarla sımsıkı sarılıp bir bütün olduğu o parça. Öyle ki Portekiz konserinde Vincent bu şarkıyı söylerken gözyaşlarına hakim olamadığı sırada; dinleyiciler onu yalnız bırakmayıp şarkıyı hep bir ağızdan sonuna kadar devam ettirdiler. One Last Goodbye’ı özel yapan şey Vincent ve Daniel’in bu parçayı intihar eden anneleri Helen’e yazmalarıydı.


İşte Helen’e serzenişte bulunan o şarkının sözleri:
How I needed you / Sana nasıl ihtiyacım vardı

How I grieve now you’re gone / Şimdi sen yokken nasıl kederliyim

In my dreams I can see you / Rüyalarımda seni görebiliyorum 

But I awake so alone / Fakat o kadar yalnız uyanıyorum ki 

I know you didn’t want to leave / Biliyorum sen gitmek istememiştin

Your heart yearned to stay / Kalbin kalmayı arzulamıştı

But the strength I always loved in you / Fakat sende her zaman sevdiğim o güç 

Finally gave way / Sonunda pes etti 

Somehow I knew you would leave me this way / Beni bu şekilde terk edeceğini bir şekilde biliyordum 

Somehow I knew you could never stay / Asla kalmayacağını bir şekilde biliyordum 

And in the early morning light / Ve sabahın ilk ışıklarında 

After a silent peaceful night / Huzurlu, sessiz bir geceden sonra 

You took my heart away / Kalbimi de aldın götürdün uzaklara 

In my dreams I can see you / Hayallerimde seni görebiliyorum 

I can tell you how I feel / Sana hissettiklerimi söyleyebiliyorum 

In my dreams I can hold you / Rüyalarımda sana sarılabiliyorum 

It feels so real / Bu tıpkı gerçek gibi geliyor 

And I still feel the pain / Ve hala o acıyı hissediyorum 

I still feel your love / Hala sevgini hissediyorum 

I still feel the pain / Hala o acıyı hissedebiliyorum 

I still feel your love / Hala sevgini hissedebiliyorum 

Somehow I knew you would leave me this way / Beni bu şekilde terk edeceğini bir şekilde biliyordum.

Somehow I knew you could never stay / Asla kalmayacağını bir şekilde biliyordum 

And in the early morning light / Ve sabahın ilk ışıklarında 

After a silent peaceful night / Huzurlu, sessiz bir geceden sonra 

You took my heart away / Kalbimi aldın götürdün uzaklara 

I wish you could have stayed / Ben kalabilmiş olmanı dilerdim















Parisienne Moonlight

One Last Goodbye ile Helen’e özlemlerini, biraz da sitemlerini dile getiren kardeşler annelerine de söz hakkı tanıyorlar ve onun ağzından Parisienne Moonlight şarkısını yazıyorlar. Bir bakıma annelerinin onlara söyleyemediği şeyleri, onlar kendi kendilerine söylüyorlar. Bu çok acı bir durum gibi gözükse de, aslında Cavanagh kardeşlerin Helen’i onları bırakıp gitmesine rağmen bağışladıklarını gösteriyor.
İşte Helen’in çok uzaklardan gelen sözleri: 
I feel I know you / Seni tanıdığımı hissediyorum

I don’t know how / Nasıl olduğunu bilmiyorum 

I don’t know why / Sebebini bilmiyorum 

I see you feel for me / Benim için hissettiğini görüyorum 

You cried with me / Benimle ağladın 

You would die for me / Benim için ölürdün 

I know I need you / Sana ihtiyacım olduğunu biliyorum 

I want you to be free of all the pain you have inside / İçinde biriktirdiğin tüm acılardan kurtulmanı istiyorum 

You can not hide / Saklanamazsın 

I know you tried to be who you couldn’t be / Olmadığın kişi olmayı denediğini biliyorum 

You tried to see inside of me / İçimi görmeyi denedin 

And now i’m leaving you / Şimdi senden ayrılıyorum 

I don’t want to go away from you / Senden uzağa gitmek istemiyorum 

Please try to understand / Lütfen anlamayı dene 

Take my hand / Elimi tut 

I know you tried / Denediğini biliyorum 

To feel / Hissetmeyi













Hiç tanımadığınız insanların acılarını bu kadar hissedebilmeniz, onlarla empati kurabilmeniz sizi güçlendiriyor. İşte yıllardır minnet duyduğum bu grup, acılarını benimle paylaşarak, benimle ağlayarak beni güçlendirdi...


Yazı: Merve Çıtır



Kaynak: wikipedia.org/ wannart.com/ eksisozluk.com/







1 Haziran 2018 Cuma

Türkiye’de Rock Müziğin Gelişimi ve Tarihçesi


       Merhabalar ben Şilan Özcan nam-ı diğer Hellvetica bundan mütevelli yazılarımı bu takma ad ile yayınlayacağım arkadaşlar artık buradayım.Daha önce burada 2 yazım da sizlerle buluşma şansım oldu nihayet.Sizinle bu yazımda uzun soluklu bir beyin fırtınası yapacağım. Kah gideceğiz çok öncelere kah geleceğiz bugünlere, geniş bir yazı sizleri bekliyor, olabildiğince kapsamlı bir araştırma yaptım. Tam da  siesta vaktinizde okuyacağınız bir yazı çıktı ortaya. Haydi hep birlikte zaman makineme atlayıp o yıllara bir göz atalım.Huzurunuzda…
     
50’li Yıllar

     
 Öncelikle 50’li yıllarda Rock’n Roll dünyada hüküm sürmeye yeni yeni başladı.Bizim ülkemiz ise bu akımdan en çok etkilenenlerden oldu.(Böylesine güzel başlamışken bize ne oldu? diye düşünmeden edemiyor tabi insan. Başka bir yazıda buna da bir el atalım sizlerle o zaman.) Bu etkileşimin ise başlangıcı aslında bir   filmin ülkemize gelmesi üzerine gerçekleşmiş. Bu film de Bill Haley’in söylemiş olduğu bir şarkı ile başlamış. (Rock Around the Clock) Devamında rock’n roll dansı modası, dönem gençlerinin ilk rock’n roll gruplarını kurmasıyla devam ediyor. İlk öncülüğü Deniz Harp Okulu öğrencileri sonrasında Erkin Koray ve Barış Manço takip ediyor.



60’lı Yıllar

   İlk müzik festivalleri, grupların katıldığı yarışmalar (Hürriyet’ in düzenlediği Altın Mikrofonlar gibi) döneme büyük bir renk, dönem halkı ve gençlerinin hayatlarına yeni renkler, heyecanlar ve hayaller katıyor. Ardından da Anadolu Pop’unun mihenk taşları atılmış oluyor. Bu yarışmalardan bizlerin kazanmış olduğu isimler ise şöyle;   Cem Karaca ( Jaguarlar )



   








Moğollar 
   Yarışmada Ilgaz isimli şarkılarıyla 3. oldular.
    Görselde ki plakta bulunan iki parça ; Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum Ilgaz 
ve de yarışma da 2. olan Mavi Işıklar gibi büyük yankı uyandıran isimlerin doğuşuna sebep olmuştur.
Mavi Işıklar diyince hatırlamayanlar olabilir diye birkaç şarkısı ile hemen hatırlamanıza yardımcı olayım Helvacı Helva, Çayır Çimen Geze Geze, İyi Düşün Taşın, Fındık Dalları, Yar Saçların Lüle Lüle, Ayva Çiçek Açmış en çok bildiklerimizden ve hepimizin çocukluğundan, yeşilçam filmlerinden hatırladığı, kulaklarımıza twist ezgilerini tanıtan nadide eserlerden…
 Ayrıca Ob-la-di Ob-la-da ve Yesterday’ in Türkçe versiyonlarını yapmışlar çokta başarılı olmuş, tadı enfes.


 70’li Yıllar

     Bu yıllarda dünyamızda Heavy Metal daha bebekken, akımdan ilk etkilenenler Erkin Koray ve Bunalımlar oldu, yani açıkçası ilk Orhun Yazıtları’mız bu babaların eserleridir.

   80’li Yıllar
      Bu dönem de müzikte etkili olan önemli olaylardan birisi 12 Eylül’dü tabi. Bu olayla birlikte değişimin kıvılcımları baş vermişti. Protest rock temelli Anadolu Pop, Ersen ve Dadaşların Kenan Evren ve Turgut Özal’ a konser verip elcağızlarından öpmeleriyle sona ermiş. 
    Asımcan Gündüz, Whısky, Devil, Ra gibi isimlerle bu defa bambaşka bir süreç başlamış.

Anadolu Pop’ u Anadolu Rock’ a dönüşürse… En başta tabi Pentagram’ ın bayrağı tuttuğu bu dönem de birçok Heavy Metal grubu ortaya çıkmaya başlamış.   
      Özlem Tekin 
      Şebnem Ferah  
      Teoman 
      Athena 
      Haluk Levent
      Kurban
      Pentagram demişken çok genel olarak ;
Türkiye’ de Heavy Metal müziğimizin devriminin Pentagram(1986) ile gerçekleştiğini hepimiz çok iyi biliyoruzdur. İlk çıkanlar gibi onlar da öncelikle İngilizce şarkı yaparak yurt dışına çalışıyorlardı. Sonrasında Türkçe Heavy Metal albümü çıkarttılar. Bu albüm ise zamanında büyük ilgi görmüş ve övgü toplamıştı. Pentagramdan önce de yapanlar olmuş tabi ama pek ilgi görmemişler maalesef ki.. Pentagram ile ilgili geniş kapsamlı özel bir yazının da geleceğini bu yazımda önceden Pentagram severlere duyurmuş olayım.
    
    Yani kısacası artık daha çok bizim dönemlere geldik, kendi jenerasyonum açısından. Bahsettiğimiz bu farklı kulvarlardan daha sonraları da ;
  
       Duman
       Mor ve Ötesi
       Baba Zula
       Manga
       Emre Aydın
       Hayko Cepkin babamız gibi isimler yeni işlerle bu tarihçeyi geliştirmeye devam etti, ediyorlar.
      
     Türk Rock Müziği  tarihi, incelemesi yaparken en güvenilir kaynaklardan biri de benim için Güven Erkin Erkal abimizdi. Sayısız röportaj ve programlar yapmış zamanında bununla kalmamış bir de rock tarihi ile ilgili üniversitelerde 2 saat süren seminerler vermiştir. Kesinlikle ülkenizde dinlediğiniz müzik için uğraşmış oluşumlar adına bilgili olma açısından göz atılmasını bir dipnot olarak düşüyorum sizlere.
       90’ ların Rock Müziğinde En Etkili Olaylar ;
      Şebnem Ferah, Teoman ve Özlem Tekin ve Kemancı müdavimlerinden rock barların doğuşu ( Ben bu konuyla ilgili hikayeleri Taksim- Halep Pasajında’ki Ayhan Abi’den çok dinlemiştim. Orada grup tişörtleri satıyor. Kemancı denince iç çekerek anlatıyor. Gidip bir çayını içip sohbet edip o anılarda gezebilirsiniz.)


  Metallica’nın 1993’te İstanbul İnönü Stad’ın da verdiği konser:


 



















 Satanist Operasyonu’nu unutmamışsınızdır. Akmar’a yapılan baskın hani. Buldukları uzun saçlıyı ( Yankı Büyüksezer ) sorgusuz sualsiz göz altına almaları, cdleri karıştırıp, işte ayinlerde kullandıkları müzikler falan demeleri, neler neler.. Bu arkadaşımızın yazısı var internette olayları anlattığı, o dönemlere denk gelemeyen arkadaşlar için Satanist Hukukçu yazıp aratırsanız ilk ağızdan dinlemiş olursunuz. Hatırlayın görün işte nerelerden nerelere geldik.

        Evet sevgili dostlarım, göklerden gelen bir ses var, dilerim ki o sese doğru hep birlikte şarkılarımızı söyleyerek, kadehlerimizi tokuşturarak müzik ziyafetleriyle var olarak gidelim ve siz aziz dostlarımla cehennemin cennetin de Dıme Bag ve Dio babamızın etrafında toplaşalım. İyi akşamlar efenim, rock müziği her nerede yaşıyor ve yaşatıyorsan. Long Lıve Heavy Metal !







Yazı: Şilan Özcan














16 Mart 2018 Cuma

Metal Dünyası'ndan Anektodlar.



Hop ordayım hop burdayım nasıl da burdayım. Merhaba sevgili rocker kardeşim, içimizdeki heavy metal ruhu kabarmışsa ve çelik atların ayak sesleri de çınlıyorsa kulaklarda, hep birlikte
“Valhalla!”.Hemencecik vitesi 5’e takıp beyinlerinizde arz-ı endam etmek isterim. Çünkü ortak tek bir düşüncemiz var;
Metal paylaşınca güzel!!!
Geçen haberlerden birinde gözüme Dave Mustaine ile ilgili bir konu ilişti. Belki de çokça kez dinlediğimiz gaz parçaları olan Metallica ile kıyasıya rekabet ettirilmeye çalışılmış ve
olamasa da metal dünyamıza Megadeth grubunu kazandırmış kendisi. Olamasa da dedim çünkü aslında ikisi de yerleri farklı olan piyasa iş yapsın diye hep karşılaştırma yaptırılmış ve
böyle harcanmaya çalışılmış gruplar bence -ki çok yanlış, tabi biz de gazına geldik mi, zamanında gelmedik değil. Ancak şöyle bir durum var ki Metallıca’nın Kill ‘Em All (1983) isimli albümünde bulunan The Four Horsemen şarkısının orta kısmı(3.28. dk)’ nda bir konuşlanırsak çok tanıdık demeçler duyabiliriz. Evet Lynyrd Sknyrd Sweet Home Alabama karşılar sizi, dinle de gör.. Bu Mustaine itirafını buraya saldıktan sonra ve Mustaine abimizi yeterince kınadıysaaak...
Düşmanları titreten sesiyle harika Alissa White-Gluz, Arch Enemy grubunun asil ve seksi vokali... O şarkı söylerken artçı küçük depremler olur, fay hatları kırılabilir.Sözler ilaha döner ve
size geriye sadece ruhunuzu takip etmek kalır.Tabii ki ilk zamanlarındaki Canadian Idol-Bohemian Rhapsody performansını saymazsak. Yaktın bizi Alissa, kıskançlıktan çatırdayan -benim gibiler yani... -Açıp bu performansı izleyerek hem içini bir nebze soğutur hem de sesin ne kadar geliştirilebilir olduğunu görebilirler.At bunu kenara. Arch Enemy demişken grubun eski gitaristi Chris Amott, Armageddon adlı bir grup kurmuştu.İyi işler yaptı ama devamını getiremedi, belki seversin maksad yeşillik olsun.



Gel gelelim yurdumuzun en güncel haberine; Murder King ikinci albümünü tamamlama aşamasında ve Nisan gibi bir single çıkarabilir, bunun yanında yaza yeni albümü çıkaracaklarını açık seçik ifade de etmiş.ilk albüme göre daha sert, daha hızlı ve gitar soloları ağırlıkta olacak diye eklemişler, iyi etmişler. Merakla beklemedeyiz. Bu elemanlar gerçekten kâr amacı gütmeyen, işin ticari kısmında olmayan müzisyenler. Bize kazandırdıkları, sabahlara kadar çaldıkları ve Türkiye
şartlarında hala azimle devam ettikleri için teşekkür ederiz.Sevgiler canlarım çok değerlisiniz...
At fava bekle kısmımda teknik ama lezzetsiz teknik severler için fırında önceden hazırlamış olduğum CARNIFEX var efendim, buyurun. Işıklarınızı kapatın çünkü izledikçe karanlık güçler sizi sarhoş
edecek, etkisi altında yok edecek vuu majesteleri Fool klipleri sizi çağırıyor.O klipler ne öyle.
Değerli Metal severler umarım bunun gibi, bir hışımda okuyacağınız diğer yazılarımda görüşmek üzere. Buradan DIO ve Devil Horns mucidi babaannesine, Dimebag Darrell’cığıma, Lemmy babaya ve nicelerine sevgi ve metal gönderiyorum. Sevgili Metal sever brom, Irmakların
kenarlarında oynaşan çocuklar gibi şen günlerimiz yakındır...hop ben atlıyorum. Long live Heavy Metal !



Yazı: Şilan Özcan




















27 Ocak 2018 Cumartesi

Dinlenmesi gereken en iyi 10 İsveçli grup (TOP 10 Swedish Metal Bands!)



Sizler için dinlenmesi gereken en iyi 10 İsveçli grubu derledik!

Top 10 Swedish Metal bands those who exactly are supposed to be listened were gathered for you:




 ARCH ENEMY

 
   
Önerilen Parçalar (Recommended Songs):        
 +The World Is Yours
 +Nemesis
 +Reason to Believe
 +War Eternal
 +Stolen Life





 AMON AMARTH



Önerilen Parçalar (Recommended Songs):      
  +Raise Your Horns
  +First Kill
  +Twilight Of The Thunder God                                                                   
  +The Pursuit Of Vikings
  +Guardians Of Asgaard



 KATATONIA




Önerilen Parçalar (Recommended Songs):          

 +Old Heart Falls
 +My Twin                                                                                  
 +Takeover
 +Serein
 +Lethean



OPETH 



Önerilen Parçalar (Recommended Songs):       

 +Sorceress
 +Windowpane                                                                           
 +Will o the Wisp
 +Coil                                                                             
 + A Fleeting Glance



 SOILWORK



Önerilen Parçalar (Recommended Songs):            

  +Helsinki
+Distortion Sleep                                                                             
+Death Resonance
 +Rejection Role                                                                               
 + Forever Lost in Vain



 MESHUGGAH

                                                                                                                                                                 

Önerilen Parçalar (Recommended Songs):         
+Clockworks
+Bleed                                                                                 
+Born in Dissonance
+Demiurge                                                                                 
+ By the Ton
                         







 BATHORY


Önerilen Parçalar (Recommended Songs): 

+Sea Wolf
+A Fine Day To Die                                                                       
+The Land
+Hades                                                                         
+ Vinland





 IN FLAMES 


 Önerilen Parçalar (Recommended Songs):                       



+Battles
+Take This Life                                                                                           
+The End
+Only For The Week                                                                                         
+ Save Me
           




 AT THE GATES 


Önerilen Parçalar (Recommended Songs):             

+At War With Reality
+Slaughter Of The Soul                                                                                       
+Death and the Labyrinth
+Blinded By Fear                                                                                     
+The Circular Ruins




 DARK TRANQUILLITY  


 Önerilen Parçalar (Recommended Songs):                     

+Atoma
+Misery's Crown                                                                                           
+The Pitiless
+Uniformity                                                                                           
+Encircled