16 Mayıs 2020 Cumartesi

Röportaj: YAVUZCAN ÇETİN, Surge Music Türkiye İle Evde Kal



                          SURGE MUSIC TÜRKİYE İLE #EVDEKAL


                                 KONUK: YAVUZCAN ÇETİN



1-Neler yapıyorsun, karantina sürecin nasıl geçiyor?

  Evin içinde yapacak bir sürü şey var ama yapmıyoruz değil mi? Kimisi kendini geliştirmekten bahsediyor kimi yapamadığı şeyleri yapmaktan bahsediyor ama maddi durumu iyi olmayanlar için sinir stresten hiçbir şey yapası gelmiyor insanın. Hepimiz işsiz kaldık, insanın kendini geliştirmek için rahat bir kafaya ihtiyacı var onu yaşayamayınca mal gibi kalıyoruz. Gitar çalıyorum su içmek gibi bir şey zaten, bilgisayar oyunları oynuyorum, İdefix’i çıkartıyorum onunla oynuyoruz öyle yani kendimi geliştirmiyorum pek.

2-Yavucan Çetin müzik dışında neler yapıyor?

  Beşiktaş’ta gitar dersi veriyorum zaten burada yaşıyorum. Gastronomi okudum aşçılık yapıyordum hizmet sektöründe ancak çok kötü şartlar altında çalıştırıyorlar dolayısıyla aşçılığı bırakıp koşulları çok daha iyi olan bir yerde garsonluk yapıyorum oradaki arkadaşlarım da zaten müzisyen onlarla çalışmak güzel oluyor, müzik yaptığım için de çalıştığım günler konusunda destek oluyorlar. Çalışarak gidiyor hayat.

3- Müzik konusunda gelecek planların neler bu konuda biraz bilgi verebilir misin?

  Albüm yapmak istiyorum ancak uzun süredir sabit kaldığım bir yer yoktu bu sene toparlayabildim o yüzden en kısa zamanda yapma hedefindeyim sürekli düşündüğüm bir şey, albüm konusuna saplanmış focus olmuş durumdayım. İçinde tabii ki distortion olacaktır.


Disko Kralı - Yavuzcan Çetin & Tuncer Tunceli: https://www.youtube.com/watch?v=j7fLGRY3fK0

4- YavuzFest’i çok soran oldu akıbeti ne olacak?

Korona yüzünden bu sene olmaz hadi oldu diyelim insanlar maddi durumdan sıkıntılı bir süre sosyal hayata vakit ayırılabileceğini düşünmüyorum ve girmek istemeyeceğimiz bir risk olur ama bu mevzular geçtikten sonra olur tabii ki zaten altı senedir olmadığı ilk defa oldu.

5- YavuzFest’i başka şehirlerde yapmayı düşünüyor musun?

  Başka bir yerde yapmak çok sıkıntılı iş çünkü grupların hepsini transport etmek gerekiyor; başka bir ile götürüp orada ağırlamak, otel masrafları vs. mesela grupların bir kısmı Ankara’da yaşasa o maliyeti düşürür ama buradan 6-7 grubu bir yere götürmek zor iş bir de bizim festival maddi açıdan o kadar güçlü değil ama 3-4 gruplu Ankara’da yapmayı düşünüyorduk korona patlak verdi. İzmir’de yaptık bilet satılmadı ondan dolayı İzmir’den vazgeçtik. Zamanında İzmir’de çok iyi dinleyici vardı biz çalmaya gittiğimizde mekan ful çekiyordu şaşırıyorduk ama oradaki çoğu insan İstanbul’a taşındığı için ‘’cıstak cıstak’’ hariç canlı müzik dinlemek isteyen insan sayısının azaldığını düşünüyorum. İzmir konusunda şüpheler var.

6- Çok gruplu yapmak yerine daha az gruplu ve sahne sürelerinin uzun olduğu şekilde yapmayı düşünüyor musunuz?

  İstanbul’daki son festival öyle olmuştu. Sonrası için öyle yapabiliriz ya da eğer olabilirse iki güne çıkartabiliriz ki bunu yapabilirsek çok güzel olur ama aynı mekanı iki gün kiralamak çok pahalı dolayısıyla az zamanda çok iş yapmaya çalışıyoruz galiba bu konuda başarılı olabildik senelerdir 5-6 saate bir sürü grup çıkartmak herkesin harcı değil.

7- Gitar öğreten birisi olarak sence gitar çalışmaları nasıl olmalı?

  Ben hayatımda çok gitar çalışmadım. Nasıl çalışılmalı konusunda pek cevap veremeyeceğim ama kendim öğrendim onu anlatayım. Saatlerce kasan birisi değilim ben shredder olmak isteyen çok arkadaşımız var onlar olmak istiyorlarsa kasmaları lazım. Sevdiğim müzisyenlerin sololarına çalışıyordum, teknik dizilere çalışıyordum, blues pentatoniğin sap üzerindeki yerlerini öğrendim ona alışmak çok uzun zaman aldı, birkaç tane de internetten, abilerden öğrendim. Parçalarda duyduğum, çalıştığım şeyleri sürekli tekrarladım. Bilgisayar oynamak benim için spor gibi bir şey mesela ölüyorsun 60 saniyen var değil mi? Ben alıyordum gitarı o süre içerisinde yapabildiğim kadar aynı şeyi tekrarlıyordum. Hiç uzun süre bir şey yapabilen birisi değilim ama kısa kısa bölebilmeyi öğrendim. 12 saatin her saatinde 10 dakika gitar çaldığını düşün 2 saat eder sıkılmadan 2 saat gitar çalışmış olursun ama 2 saat oturup gitar çalışmaya çalışırsan 30 dakikadan sonra senin canın istemiyorsa o gitar çalışmak olmuyor istediğin zaman eline alacaksın. çok zorlayamıyorum ben. Sevdiğin müzisyenleri çalışarak taklit ederek kendini bulursun bunu öneriyorum herkese ve tabii pes etmemek lazım yapamıyorum deyip bıraktıktan sonra yeniden gitarı eline alıp çalışabilecek kafada olman lazım.

Pentagram & Yavuzcan Çetin - Unspoken (YAVUZ FEST) : https://www.youtube.com/watch?v=fZadKO4Wd_4


8- Ünlü müzisyenlerin oğulları tarafından pek çok tribute grup oluşturuluyor senin böyle bir planın var mı?

Benim yok ancak şöyle olabilir pek çok müzisyenin Yavuz Çetin parçalarını çaldığı bir albümde evet ben de bir parçasını çalarım ama bütün olarak Yavuz Çetin çalmak istemem. Grup olaraksa belki bir anma gecesi içi kurulabilir.

9- Gitar çalmaya nasıl başladın?

Gitar evin içinde hep vardı zaten ama ben pek ilgilenmedim o sıralar Eminem, Britney Spears falan dinliyordum tam kasetle cd arası bu dönemler sonra babamın eski bir çekmecesini açtım oradan bir sürü cd, kaset çıktı Eric Clapton, Lenny Kravitz, Beatles albümleri vardı bir sürü blues ve rock albümü ben de dinleyince deşarj oluyordum. Tarz hoşuma gidince çalmak istedim ilk çaldığım parça da Purple Haze’di zaten üç akordu eve gelen giden hep müzisyen olunca hemen gösterdiler hemen öğrenip çalınca benim de hoşuma gitmeye başladı gitar çalmak ama tembeldim çok kasmıyordum. İnternetle tanışınca kıvılcım oluştu çünkü Lynyrd Skynyrd’ı dinledim Freebird parçasından hayvan gibi beş dakika falan solo var bunu çalmalıyım diye deşarj oldum ilk çaldığım solo Freebird’ün sonundaki soloydu ve bu parçayı 1800 kere falan dinlemiştim. Bu parçayı çalınca pentatoniği öğrendim sonra diğer parçalardaki soloları atmaya başladım. Bir şekilde çalmaya başladım ben de anlamadım.

10- Sence dijital platformlar müziğin ruhuna aykırımı?

Eskiden albüm kaset ya da cd hammadde olarak satılıyordu bu da para olarak geri dönüyordu tabii bu ortadan kayboldu. Müzisyenler de bilinmeyen bir dünyanın içine atıldılar. Telif hakları konusunda daha iyi oldu ama. Cd bir hatıradır ama açtığında kimin çaldığı, kimlere teşekkür edildiği yazar özel bir şey yani hâlâ alınıyor ben hatıra olsun diye almaya çalışıyorum.

11- Şu an gelen bir soru Yavuz Çetin’in Deep Purple- Mistreated coverı var mı yoksa bir şehir efsanesi mi? Blue fragmanında var ama filmde ve internette yok.

  Var ancak ben daha alamadım onu benim elimde yok. Belgeseli düzenleyen ekip başkasından bulmuş onların hard diskinde var alacaktım ama bir türlü bir araya gelemedik ben de çok merak ediyorum.

12-Yavuz Çetin tribute albüm konusunda neden bu kadar sert? (İzleyici sorusu)

Sertlik değil sadece ben birisiyle aynı olmak istemiyorum, bir bütün olarak görülmemeye çalışıyorum çünkü farklı bir insanım ben.

13- Yavuz Çetin’in yayımlanmamış kayıtları var mı?
  Albüm çıkacak kadar bir malzeme yok.


14- Babası bu kadar iyi bir müzisyenken kendisinin bu kadar pasif kalması hakkında ne düşünüyor?

  Benim pasif kalmam babamın çok üstün kalmasıyla alakalı olabilir çünkü ben aktif müzik hayatını yaşayan, sürekli müzik yapan, Türkiye’deki bir çok insandan daha çok bu işin içerisinde bulunup bunu yapmaya çalışan bir insanım. Pasif kalmak eve çekilip tek başına takılmakla olur ben sürekli çalıyorum. Sürekli bir beklenti oluyor ama zor yani Yavuz Çetin gibi olmak ben çok kassam da o kadar olabileceğimi düşünmüyorum ama kendi çapımda bir müzik hayatım var ve mutluyum. Bir tane daha Yavuz Çetin isteyen varsa onlar kendileri olsunlar beni örnek almasınlar. Sonuçta Yavuz Çetin’in babası Yavuz Çetin değildi, herkes kendi müziğini kassın. Tek eksik bir albüm ama onu da ilerde yapacağım.

15- Yeni çıkan 3 nesil müzisyenler hakkında ne düşünüyorsun?

  Onlar pop bence ben Rock’n Roll diye bakmıyorum onlara. Çoğu müzisyen, müzik grubu parçalarının içine distortion koyunca rock yaptım zannediyor ama rock sadece böyle olmuyor bir bakış açısı vizyon lazım. Melankoliden daha çok aktif, agresif, agresif ama üzüntülü olabilir. Laylaylom ya da melankoli olmaz diye düşünüyorum. Melankoli bluesda vardır ama o bile serttir. Alternatif gruplar çok çıkmaya başladı sürekli rock diyorlar ama değil yani.

16- Dinleyicilerden, müzik severlerden neler bekliyorsun?

  İstedikleri hoşlandıkları şey neyse onu dinlesinler ve biraz daha canlı müzik dinleseler iyi olur tabii ki. Adam geliyor tek usb ile bütün parayı götürüyor biz amfileri, gitarları taşıyoruz, beş saat çalıyoruz 150 tl alıp eve dönüyoruz. Canlı müziğin değeri bilinsin.


(Yavuz Çetin & Yavuzcan Çetin)
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder